Galatasaray’ın transferleri beni de heyecanlandırdı ancak ilk 2 haftada ortaya konulan futbol hayal kırıklığı yarattı. Yeniler henüz forma girmediler. Kondisyonları mı yok, adaptasyon sorunları mı var anlamış değilim. En büyük hayal kırıklığım ise Hamza Hamzaoğlu oldu. Takım koordinasyonunu sağlayamadı. Her şeyi 3 kupaya dayandırıyor. Ancak bu kupaları Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın hediye ettiğini herkes biliyor. Teknik adam biraz daha ağır olmalı, masaya yumruğunu vurabilmeli. Hep alçak gönüllülükle bu işler yürümez. Vizyon lazım. Böyle giderse Hamza belki 3-4 hafta sonra istifa edecek. İkide bir çıkıp özür diliyor, bunlara gerek yok.
Konuşmaya gelince 3 kupalı antrenör ama icraata geldi mi yok!
Bir Burak sorununu çözemedi. Mağlup durumdasın, takımın golcüsünü çıkarıyorsun! Neymiş, Umut daha iyi mücadele ediyormuş. İyi de sana mücadele eden mi gol atan mı lazım? Eğer sahanda Osmanlıspor’u yenemiyorsan, bir şeyler eksik demektir..
Fenerbahçe, yenileri takıma montede sıkıntı yaşıyor. Takım halinde kompakt değiller. Pereira’da soru işaretleri var. Fener’in başında ben olsam bu takımı en kötü ikinci yaparım. Fener’in yedekleriyle de ligi üçüncü, dördüncü tamamlarım. Pereira’nın eline dünya yıldızları verilmiş ama uygulamada eksik var. Mesela Mehmet Topal ile Souza yan yana oynamaz. Takımda dikine oynayan topçu yok, adam eksilten yok.
Beşiktaş’ı Mersin karşısında ben de övdüm. Oyun kurgusu ve ikinci, üçüncü bölgeye top taşınması gayet güzeldi. Ancak Trabzonspor karşısında bu kurgu bozuldu. Bunda bordo-mavili ekibin disiplinli ve rakibe alan vermeyen futbolu da tabiki önemliydi. Mario Gomez’in form tutup onbire girmesi ile birlikte Beşiktaş’ın daha başarılı olacağını söyleyebilirim.
Trabzonspor geçen seneye göre daha derli toplu. Fakat 2 galibiyete bakıp yorum yapmamak lazım. Bordo-mavili ekip son yıllarda fazla transfer yaptığı için takımın klasik bir onbiri yok. Onlara da zaman gerekiyor.