Ligde Biliç yönetiminde 7 maç üst üste kazanan Beşiktaş bu derbi maçını da kazanarak lig arası tatiline derbi galibiyetiyle girmek istiyordu. Galatasaray’da ise Hamza hoca açısından bakıldığında bugüne kadarki maçlar aperatifti, bu ise ana yemek.
Maça damga vuran en önemli etkenler, Olimpiyat Stadı’nın kötü zemini, rüzgarı, çamuruydu.. Yani bir maç için her türlü iğrenç hava koşulu vardı.
İlk yarıda zeminin azizliğinden her iki takım da hücum bölgesine gitmekte zorlandı. İlerde top tutamadılar. Böyle olunca gol pozisyonları da çok az oldu.
Sadece ilk yarıda devrenin sonlarına doğru tempo arttı. Beşiktaş önde baskı yapamayınca Semih ve Chedjou arkadan oyun kurarak pasla atak başlatmayı denedilerse de ileri uçta set oyunda etkili hücum gelişmedi. Sabri’nin olduğu sağ kanat aksadı. Beşiktaş hep bu tarafı kullandı. Atiba’nın olmaması Beşiktaş’ın orta alandaki atak başlangıçlarını çok etkilemiş.
2. yarıya her iki takım da istekli ve arzulu başladı. 50’de dönen topu Sabri kesti, Melo gelişine iyi vurarak takımını öne geçirdi. Bu golde Beşiktaş, takım halinde uyudu. 5 kişi bir kişiyi tutamadı.
Bu pozisyonun akabinde Beşiktaş beraberliğe Oğuzhan’la çok yaklaştı ama yakın mesafeden topu auta yolladı.
Mağlup duruma düştükten sonra Beşiktaş oyunu Galatasaray’ın yarı sahasına yıktı. Gökhan ve Oğuzhan’la etkili ataklar yaptılar ama final pasları ve gol vuruşlarında zayıf kaldı. Bu baskı artmışken Veli gereksiz kırmızı kart gördü. Veli bu hareketiyle maçın sonucuna direk etki yaparak takımın oyun gücünü yarı yarıya düşürdü.
Galatasaray’da Melo, Beşiktaş’ta Gökhan Töre göze batan isimlerdi.
Hakem Cüneyt Çakır uzun bir aradan sonra iyi bir maç yöneterek sahalara geri döndü.
Hamza hoca bu derbi galibiyeti ile sınavı geçti. Biliç ise hala bir derbi maç kazanamayarak başarısını gölgeledi.