Bu suç ilk ihdas edildiğinde tartışmalı bir süreç yaşamıştık. Gelen düzenleme ile "sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan" kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştü (TCK m.217/A). Maddenin yasalaşmasının üzerinden bir buçuk yıl geçti. Mahkemelerin değerlendirmeleri merak ediliyordu. Bu konuda istinaf aşamasına gelmiş üç karar üzerinden konunun uygulamada nasıl ele alındığına değinmek istiyorum bugün...
1.Karar: Y sosyal medya hesabından "saygıdeğer dostlarım abilerim evinizdeki tüfek ile savunma mekanizmalarını hazır hale getirin, Amerikan savaş uçak gemileri Türkiye'ye doğru yola çıktı, umarım yanılıyorumdur ancak eşinizi çocuğunuzu aileniz ile vedalaşın savaşa hazır olun, 09/02/2023 bu tarihi not edin mahallenize memleketinize sahip çıkın inanın ortalık çok karışacak canımız feda olsun bu vatana" şeklinde paylaşım yapmıştır. Mahkeme sanığa ceza vermiştir. Bölge Mahkemesi ise "paylaşımlar sonrası dosya kapsamı itibariyle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkmadığı" gerekçesi ile kararı bozup beraat kararı vermiştir. (Ortaca)
2.Karar: Instagram hesabında 6 Şubat depremi yaşandıktan sonra "kıyamet vakti Marmara ve Egede daha büyük depremler olacak gün içinde ve yarın tahminlerim arasında Allah sizi korusun" şeklinde paylaşım yapan kişinin, durumu ikrar ettiği, duyumlara dayandığını belirtmesi üzerine mahkeme ilgili hesabın bir milyon takipçisi bulunduğunu, bu sebeple eylemin kamu barışını bozmaya elverişli aleni bir durum olduğunu tespit etmiştir. Bölge Mahkemesi kararı çok yerinde bir gerekçe ile bozmuştur: "...Deprem ve yer bilimleri konusunda akademik veya amatör de olsa herhangi bir uzmanlığı bulunmadığı, öteden beri sosyal medya içerik üreticisi olduğu anlaşılan sanığın sırf dikkat çekmek amacıyla sosyal medya hesabından paylaştıklarının yanıltıcı olsa bile bilimsel ve güvenilir olmadığı objektif bir bakışla herkesçe bilinebilecek kişisel tahminden ibaret olduğu kolayca anlaşılmaktadır. Sözlerin kamu düzenini bozmaya elverişli boyutta olmaması, topluma dair açık, yakın ve somut bir tehlike hali doğurmaması nedeniyle beraat kararı verilmiştir". (Milas)
3.Karar: Bir gazeteci Twitter'dan "bir yeni skandal niteliğinde tecavüz olayı da Bitlis'in Tatvan ilçesinde, 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismar vakası var, zanlılar polis ve uzman çavuş, bugün Tatvan Adliyesi'nde teşhis işlemi için getirildiler, detayı bilmiyoruz, bu durumlar da bazen üstü örtülür" şeklinde paylaşım yapmıştır. Gazeteci bir süre sonra bilgisinin eksik olduğunu ifade ederek içeriğin gerçek olmadığı yönünde tweet atmıştır. Mahkeme sanığın buna benzer bir durumu daha önce de yaptığını belirterek suça konu haberi de "yeni bir skandal" başlığı ile verdiğini tespit etmiştir. Mahkeme kararında gazetecinin sürekli bu şekilde davranması ve haberin veriliş şeklindeki kesinlik karşısında, adliyeye o tarihte veya yakın tarihlerde intikal etmiş böyle bir olayın olmadığının UYAP üzerinden suç tipi taraması ile bulunabileceğine işaret ederek, "soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz" ilkesin, de ihlal ettiğini vurgulayarak mahkûmiyet kararı vermiştir. Karar bölge mahkemesince de uygun bulunmuştur. (Tatvan)
Bu kararlar, uygulamanın bakışı açısını göstermesi adına önemli. Kararlar kesin değil Yargıtay denetiminden geçecek. Bildiğimiz kadarıyla bu suç için henüz yüksek mahkeme denetiminden geçmiş bir karar yok... Kararlardan çıkan net sonuç şu: Gazetecilerin bilgileri araştırarak habere taşıması "görünür gerçekliği" somut olguya dayandırması şart. Sansasyon peşinde koşanlara duyurulur!