Başbakan Erdoğan’ın açtığı yoldan bakınca bir gerçek aslında çok net ortaya çıkıyor; Türkiye’nin elinde halkı ile paylaşabileceği o kadar çok değeri var ki!
Sevgili dostlar, aradaki “komisyoncu banka ve alıcı görünen şirketleri” devre dışı bırakarak kamu değerlerinin halka satılmasının “neden devrim” olduğunu önceki yazılarımda sizlere aktarmış ve açılan bu yolda Türk kamuoyunun konuya sahip çıkarak, yolu açanın arkasına takılması gereğinin altını çizmiştim...
Bu gerçeğe uyarak daha önce paylaştığım gibi taslak olarak düşündüğüm bir örneği de sizlerle tartışmaya açmak istiyorum... Halkla paylaşılacak değer kömür ve yapının adı da; Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu... Piyasadaki çakallara sorsanız, şöyle derler; özelleştirilsin de alalım... Yok artık öyle! Bu kurum çok önemli bir değer ve Türk Halkı ile paylaşılarak çok daha büyük olabilir...
Bu noktada size bu yapıya ait birkaç veri aktarayım; Türkiye’nin kömür rezervinin yaklaşık % 25’ine sahip, yıllık cirosu 3 milyar TL ve yıllık net karı 1 milyar TL civarında. Kurum, Türkiye pazarının % 45’ine TAM OLARAK hakim ve çevre ülkeler ile iş yapma potansiyeli çok yüksek. Türkiye’nin en “büyükleri” sıralamasında bugün İMKB’de işlem gören birçok DEV diyeceğimiz şirketten daha büyük ve finansal olarak güçlü...
Sevgili dostlar, dünya devleri ile yarışabilecek bu değer, “blok satış” ile özelleştirilse birinin eline geçer ve Türk Halkı asla bu birikimden yararlanamaz. Ama Başbakan Erdoğan’ın söylediği gibi “halka arz” yöntemi uygulanırsa % 49’u halka açık, % 51’i Devlet elinde kalan bir yapı içinde “hem kamunun, hem vatandaşın” yararlanacağı bir sonuç ortaya çıkar... Devlet isterse % 99’a kadar halka açıp, % 1 ile de YÖNETİM’i elinde tutabilir...
Bu noktada sıkı durun, asıl BOMBA diyeceğimiz noktaya geliyorum. Bildiğiniz gibi bir süre önce “Ergene havzasında 50 milyar dolarlık kömür rezervi var” diye yazmış ve doğrulamasını da “Enerji Bakanı Taner Yıldız, SANSÜRSÜZ programında” yapmıştı. İşte ince detay burada; BU REZERV TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ KURUMU’na özel düzenleme ile DEVREDİLECEK” VE sonrasında HALKA ARZ yapılacak...
Şimdi soruyorum; Türkiye kömür rezervinin % 25’ine sahip, yılda 1 milyar TL kar eden ve en önemlisi başlarken “50 milyar dolar rezervi” olan bir şirket, kaç TL PİYASA DEĞERİ ile halka satılabilir? Şöyle söyleyeyim; Ergene havzası hariç, bu karı eden bir yapının piyasa değeri en az 10 milyar TL’den başlar...
Sonuç: Aylardır bu konuyu sorguluyorum, bugün bir örnek daha ekledim. Kamunun elinde bunun gibi daha yüzlerce “halkla paylaşılabilecek” DEĞER var! Değer var ama önemli olan bunları projelendirebilmek...
Son söz: TKİ, bu şekilde arz edilir ve ortaya çıkan güçlü şirket doğru yönetilirse, Türkiye’de kömür sahalarına da DÜZEN gelir. Kazalar yaşanmaz ve konu hakkında özel sektör de daha dikkatli olur. Böyle bir şirket yeni sahalar bulabileceği gibi piyasanın da bir SAHİBİ olur...
‘Hocalı Katliamı’nı unutma-unutturma
92 yılının Şubat ayını 25’ini 26’sına bağlayan gece 614 Azeri Türk’ü kardeşimiz katledildi... Dünya görmezden geldi, Türkiye’deki “özü yabancı olan” BASINIMIZ da “çok görmedi”! Ne de olsa tek dişi kalmış canavarın belli bir kuralı vardı; katledilenler İslam Ümmetinden ise kafanı kuma göm! Aynısı BOSNA’da, aynısı IRAK’ta olmadı mı?
Sevgili dostlar, yıllar sonra Sarkisyan’a “ne yaptınız” diye sorulduğunda şöyle cevap verecek kadar da küstahtılar katliamı yapanlar; “Azeriler bizim şaka yaptığımızı sanıyorlardı”... Bir gün umarım Ermenistan da birçok konuda “Türkiye’nin şaka yaptığını” sanmaz!
Bugün konuyu içinde hisseden ve Bosna’dan Afrika’nın en uzak köşesine kadar “tekrarı asla olmasın-OLAMAZ-Güçlü Türkiye buna izin vermez” diyen biri olarak, Türk kamuoyuna sesleniyorum; yarınlarından emin olmak istiyorsan, UNUTMA-UNUTTURMA!
24 Buluşmaları devam ediyor
Geçtiğimiz hafta Konya ve İstanbul Pendik’te gerçekleştirdiğimiz programlarımızda ele aldığımız “Türkiye nereden nereye geldi” başlığını bu hafta “28 Şubat” olarak değiştiriyor ve yolumuza devam ediyoruz. Bu akşam 19:00’da da Çorlu’da, Perşembe akşamı yine 19:00’da Adapazarı Kültür Merkezi salonundayız... Bütün Çorlu hatta Trakyalı, Sakaryalı dostlarımızı bekliyoruz... Televizyon yayıncılığının sadece “beyaz cam” olmadığını ispatlayacağız...