Öyle leşlik sağanağı altındayız ki sıçrattıkça sıvıyorlar. Bir duruş demiştim bin kez kudurtuyor bunları. Salyalanmış ağızların şerrinden sabra sığınıyoruz. Bu kanatlı sürüngenlerin çektiği seksen yıllık belgesel acıyarak izlediğimiz bu kareler şaşkınlığımızın şarjından bile yemiyor artık. İçimizdeki her ses, sözleri sünse de nakaratı değişmeyen şarkılar gibi "Biz sizi tanıyoruz". Mabedini ahır yapan cıvık zihniyetin gündem mahsülü çıktı izliyoruz.
Şimdi siyasi bir temmuz terliğinin ayakkabılarını konuşuyoruz. Akılsız irfansız siyasetin cezasını ayaklar çekiyor işte böyle. Biz o ayakkabıları yer sofrasında kuramadığınız bağdaşta çağdaşça yamulurken de gördük. Biz o ayakkabıları gezdiğiniz evlerde halı üzerinde poz verirken de gördük. Seccade üzerine ayakkabı ile basılmayacağını siz bilmiyorsanız bile "benim nenem de hacıydı" dediğiniz ceddiniz bilir. Halkın hem yabancısı hem yalancısı olan bu arşiv köpükleri ecdadı ne bilsin?
Bir gecede nisan eriğine her mevsim barkod basan Bernanız da, duş başlığına çorap mest geçirmeye çalışan Nevşinül Nümanız da fetva pıtırcığı oldu. Yahu bu kadar ıkındırık sancılara girmenize ne lüzum var.
Seccade Anadolu'dur, seccade irfandır, seccade halktır. Seccade bir şehidin son secdesini bıraktığı sırdaştır. Secde yolculuğunda en temiz yoldaştır. Seccade samimiyetin toprağa giydirdiği elbisedir. Bunu, iftar sofrasında görüntüyü bozuyor diye itelediğiniz amcaya sorun o bilir. Ezanına dokunduğunda ne görürsen seccadesini çiğnediğinde de aynısını görürsün.
Bir tane ekran sıvacısı sıvışay da "Seccade kutsal olsaydı yere serilmezdi" diyor. Bunlar ayakkabıyı beyinlerine giydirmişler o ayakkabı kafataslarına vurdukça sıvıyorlar. Kutsal olmasaydı yere serilmezdi diyor, fetva püskürteçlerinden günlük doz alındı. Diktikleri tüy tarlasında pişkin korkuluklar.
Halk o ayakkabıların altında PKK bayrağı görmek istiyor seccade değil! Pardon o sizin kutsalınızdı değil mi ?