Halkın feraseti Türkiye’ye karşı kurulan uluslararası tuzakları adeta ters yüz etti. Elbette yeni oyunlar tezgahlanacaktır. Ancak Türk halkı bu tuzakları da bozacak iradeye sahiptir.
Bazı kesimler 30 Mart seçimlerinin aslında bir yerel seçim değil, genel seçim olduğunu öne sürerek bu seçimlerde ‘Türkiye’nin geleceğinin oylanacağını söylüyordu. Bir güvenoyu olarak görülüyordu. Bununla birlikte tüm bu yaşananlardan ve kara propagandalardan sonra hükümetin sandıklara gömüleceğini muhalefetin büyük sıçrama yapacağı düşünülüyordu. Ancak halkın iradesi sandıkta hükümete güvenoyu, muhalefete de muhtıra çıktı. Gittiğin yol doğru değil. Bana umut vermiyorsun. Halkın tamamını kucaklamaktan uzaksınız. Sadece eleştirerek muhalefet yapılmaz. İktidarı hak etmiyorsunuz muhtırası verdi.
Başbakan’ın hedefsiz siyaset kaybetmiştir sözü önemlidir. Bu seçimlerde bir kez daha kibir ve gurur kaybetmiştir. Milletine tepeden bakanlar kaybetmiştir. Ak Partinin dışında Türkiye’nin tamamının partisi olmayı başaramayan bir muhalefetin kendi öz eleştirisini yapmaya ihtiyacı yok mudur?
MUHALEFETİN BİR BALKON
KONUŞMA BORCU YOK MU?
Ülkenin tamamının değil de bir kısmında, bir bölgesinde, ya etnisiteye dayalı, ya milletçiliğe veya ulusalcılığa dayalı bir particilik yapan, ama ülkenin tamamını kucaklamaktan uzak olanların bu millete bir balkon konuşması borcu yok mudur? Başbakandan beklenen balkon konuşmalarına onların neden ihtiyacı olmadığı sorgulanmaya muhtaç değil midir?
Ey halkım size umut veremedik. Sizi kucaklayamadık. Ülkemizin sorunlarına çözümler üretemedik. Yaşana büyük hayal kırıklığına rağmen, başarılı olamadık diye sorgulamak yerine, kendilerini başarılı ilan ederek halkı yanıltıyorlar. İktidarın en fazla eleştiri ve kara propagandaya maruz kaldığı dönem olmasına rağmen, bütün ittifaklara rağmen ne kazandığın belediye sayısında ne de aldığın oy oranlarında umut vaat etmiyorsun. Bir taraftan iktidar alternatifi olduğunu iddia ediyorsun, diğer taraftan bir Türkiye partisi olmayı başaramıyorsun. Bütün göstergelerde hala iktidarın çok gerilerindesin. Bütün bunlara rağmen kendini sorgulamadan iktidarı sorgulayacaksın. Muhalefet kendini sorgulamadan, kendi öz eleştirisini yapmadan, halkın tamamını kucaklama anlayışına sahip olmadan sadece başka kurumların eksiklikleri veya yanlışları üzerine politika ürettikçe bu halk muhalefet partilerine kolay kolay iktidar vermez.
Bura da sorulması gereken soru şudur? Ak Parti kazandı ise, kimler kaybetmiştir. Kaybedenlerin halka bir balkon konuşma yapma borcu var mıdır yok mudur? Kazanan Başbakan balkon konuşması yapıyorsa, bu ülkede kaybedenin bir balkon konuşmasına ihtiyaç yok mudur?