Son sözü, baştan söyleyelim: Mısır’da Muhammed Mursi’ye karşı darbe gerçekleştiren “küresel komplo” hiç beklemediği, hesaba katsa bile bu ölçüde ihtimal vermediği bir “siyasal duvara” çaptı: Halk direnişi!..
Şimdi hep birlikte, emperyalizmin ve bir ülkedeki “yerli işbirlikçilerinin” kararlı halk kitlesi karşısındaki “panik ataklarını” izliyoruz. “Darbe”ye gerekçe oluşturan Tahrir Meydanı her geçen gün biraz daha boşalırken, Mısır’ın bütün kentleri, “darbeyehayır” diyen milyonların gösterileriyle çalkalanıyor.
Mısır ordusu şaşkın, Almanya ve Amerika, “Mursi’yi hemen serbest bırakın” noktasına gelmiş durumda, Körfez’deki Suudi Arabistan başta, zengin petrol emirlikleri ilk defa, “halkın iradesinin parayla satın alınamayacağının” net örneğini izliyorlar. Bu nedenle, Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın, “Benim cumhurbaşkanım Mursi”dir açıklamasını önemsiyorum. Söz, Körfez’in petro-dolarlarının Türkiye’yi etkilemediğinin açık örneğidir.
Bu gelişmeler sonucunda, Mursi’nin özgürlüğüne tahmin edilenden kısa süre içinde kavuşacağına inanıyorum.
Suudiler ile yeni dönem...
Ankara’daki “bilgi sahibi” diplomatik kaynaklara, “darbe” sonrası Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerini sordum. Düne kadar, “uyumlu” görünen ilişkilerin, “darbe”ye Suudi desteğinden sonra ne hale geldiği önemli.
“Bir konuda fikir ayrılığı yaşadığımız, fakat bu ayrılıklara rağmen ilişkilerimizi koruduğumuz tek ülke Suudi Arabistan değil” diye söze başladı. “İran ve Rusya ile Suriye konusunda kesin ayrılıklarımız var fakat bu, ilişkilerin kopması anlamına gelmiyor. Şu anda Suudi’lerle aynı durum söz konusu. Birbirimizi dinliyoruz, biz gereken uyarıları yapıyoruz, temas kanallarını açık tutarak gelişmeleri etkilemeye çalışıyoruz.”
Ankara rahat...
Mısır halkının, dayatılan politikalara ve “petro-dolar rüşvetine” karşı direnişi, “darbe”ye kesin kararlılıkla karşı çıkan tek başkent olan Ankara’yı rahatlatmış görünüyor. “Kahire’den alınan bilgiler, askerlerin halk karşısında ne yapacaklarını bilemedikleri yönünde. Belli ki, bu tür bir kararlılık beklemiyorlardı. Mısır ordusunun “halkın ordusu” olma iddiası var ve halkla karşı karşıya gelmekten çok çekiniyor. Bir ara formülle işin içinden sıyrılmanın yollarını arıyorlar.”
Mısır ordusunun Cuma günkü gösteriler sırasında Mursi yanlılarına helikopterlerden attığı bildirilerde, göstericileri vatansever ve ülke aşığıolarak tanımlaması bu sözleri tamamlar nitelikte.
Ankara’ya ulaşan bir bilgi daha var, onu da aktarayım.
Tahrir de rahatsız
“Özellikle, yaşanılan katliamdan sonra Tahrir’deki gruplar arasında da rahatsızlık arttı. Bu grupların önemli bir kısmı Mursi’nin istifasını istiyordu, erken seçim talep ediyordu ama, “darbe” hesaplarında yoktu. Şimdi Tahrir gruplarında da gelişmeler karşısında ayrılık var ve İhvan’ı yeni demokrasi sürecine katmak için çaba harcıyorlar. Yarın, Mursi’ye karşı Tahrir’i doldurmuş grupların bir bölümünün İhvan ile yanyana yeni gösteriler yaptığını görebilirsiniz...”
Nasıl bir formül rahatlatır?
“Darbeciler”in, Mursi’yi tekrar cumhurbaşkanlığı makamına oturtmayacakları kesin, bunu İhvan da biliyor. Edindiğim izlenim, Mısır şu tür bir formülle “demokratik istikrar” yolculuğuna -tekrar- çıkacak: Mursi serbest kalacak, makama geçmeyecek, Özgürlük ve Adalet Partisi lideri olarak ülkenin erken seçim yolunu açacak, sandık halkın önüne konulacak, çıkan sonucu herkes kabullenecek.
Mısır’ın siyasi nabzı bu formül üzerinde atıyor, uygulanır mı, uygulanabilir. İşareti, Mursi’nin oğlu Usame şu sözlerle verdi: “Baba, senin bütün kararlarına Mısır halkı saygı duyacaktır, serbest kaldıktan sonra eve dönsen de bu karara saygı duyacağız, yeter ki, eğilme...”
Emperyalist zorda
Mısır’daki darbeye Türkiye’nin net tavır koyması önemli. Fakat bölgeye dönük emperyalist hedefleri bozan gelişme bununla sınırlı değil. Gazze, Ürdün, Tunus, Fas, Cezayir’de geniş kitleler darbeye karşı çıkıyorlar. Bu, “Arap sokağını” hareketlendiriyor “demokrasi talebini” güçlendiriyor. Arap halkının tercihlerinden korkan küresel güçler için bir kabus senaryosu bu...
Ukrayna’nın “Turuncu Devrimi”nden haftalarca canlı yayın yapan “küresel medya” işte, bunun için, Arap milletinin demokrasi hedefli “anti-emperyalist mücadelesinden” uzak durmaya çalışıyor. Maskeleri düşüyor!..