15 Temmuz gecesi, ümmetin umudu Anadolu’yu işgale yönelik askerî saldırıyla ilgili Kanal 24’te değerlendirme yaparken bir yandan da Halil’imle yazışıyordum.
Çengelköy’de işgalcilere direnirken şunları yazıyor ve canlı yayında söylememi istiyordu: “Reis bu iş bitti diyene kadar sokak terk edilmemeli. Bunların B planı ve sıkıştıkları yerde silah kullanacaklar. Külliye’yi koruyan Özel harekata Allah güç kuvvet versin. Silahlarını kuvvetli kılsın. Şu an elleri tetikte bekliyorlar.”
Yarım saat sonra attığı mesaj: “Silâh kullanıyorlar.”
Ve son mesajı: “Yanlış yayın yapıyorlar. Zafer havasına girdiler, millet gevşedi, evlerine dönüyor. Çok yanlış. Genel kuvvet komutanları serbest kalıp TV’ye çıkana kadar evlere dönülmemeli.”
Bu mesajın ardından gönüldaşım Halil Kantarcı’yla irtibatım koptu. Canlı yayın ardından, Halil’im gibi ben de işgalcilere karşı meydanlardaydım...
Sabah hanımından gelen “Yakup abi, 5 saattir Halil’e ulaşamıyoruz” telefonuyla yorgun vücudun diriliyor. Orayı burayı yoklarken o haber geldi: Halil’imi işgalciler şehid etmişti. Halil’im, ümmetin umudu Anadolu düşmesin diye, “vîrân olası hânede evlâd u ıyâl var” demeden 3 evladını Allah’a emanet edip kendini feda etti.
Tıpkı 28 Şubat darbesinde, 15 yaşındayken yaptığı gibi. Halil’imle, hamdolsun aynı davadan aynı cezaevinde yatmak nasib oldu. Zindan arkadaşımdı, gönüldaşımdı. 15 yaşında girdiği zindandan 24 yaşında çıkmıştı. Bir gün demedi ki, “Bunca sene hapis yattım, gençliğim zindan geçti biraz hayatımı yaşayım!” Nerede ümmetle ilgili bir mevzu var Halil’im oradaydı. 15 Temmuz Anadolu’yu işgal saldırısında olduğu gibi...
Halil’im, 2000 senesinde 28 Şubat cuntasının Bandırma Cezaevi’ne yaptığı “Noel Baba” saldırısında gazi olmuştu. 15 Temmuz Anadolu’yu işgal girişiminin olduğu gece de şehid! O, yaşanmaya değer hayat uğrunda, peşinde olduğuna kavuştu.
Bu yazıyı, Halil Kantarcı’nın cenaze namazı sonrası yazıyorum. Duygusal olmam gerekirken nedense duygusal olamıyorum. Yas tutmam gerekirken, Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun şu dizeleri beni kendime getirtiyor:
“Yas tutmak günü değil...
döğüş günü bugün er günü döğüş günü”Her şey yeni başlıyor!..
Ya Muntakim Allah, bizi intikamına memur et!..