Süper Lig’de bir haftayı daha geride bıraktık ancak hakem hataları her hafta olduğu gibi yine ortalığı karıştırmaya devam etti.
İlk önce Cuma akşamı Galatasaray -Başakşehirspor maçını yöneten ve göğsünde FIFA kokartı taşıyan Ali Palabıyık’ın, kendisine fırça atan, formasından çeken, “Emre Belözoğlu abisine” karşı bir hakeme yakışmayacak şekilde korkulu bir ruh hali ile aciz kalıp bir sarı kart dahi gösterememesini üzüntü ile seyrettik. Cumartesi akşamı ise yine FIFA kokartlı Mete Kalkavan’ın Beşiktaş karşısındaki Trabzonspor’u bir kasap gibi doğramasına hayretler içinde şahit olduk. Quaresma’nın, Yusuf’un ayağına gaddarca ve kırarcasına bastığı pozisyonu gören ve faul veren bir hakemin kırmızı kart gösterememesini bana hiç kimse “ öyle gördü, o yüzden hata yaptı” gibi hikayeler ile anlatmaya kalkmasın!
Ayrıca, ilk yarıdan sarı kartı bulunan Beşiktaşlı Oğuzhan’ın ikinci yarıda Mehmet Ekici’nin suratına vurduğu dirseği görüp faul veren ancak ikinci sarı kartı gösteremeyen Mete Kalkavan’a inanmamı ve iyi niyetle bakmamı da hiç kimse benden beklemesin!
Geçtiğimiz haftalarda Bülent Yıldırım’a, Fırat Aydınus’a inanmadığım gibi Ali Palabıyık ve Mete Kalkavan’ın kararlarına da inanmıyorum! Türk futbolunda profesyonel hakemlik uygulamasına geçilmesinin hakemlerimiz için iyi olacağını düşünmüştük.
Ancak Süper Lig’de görev yapan bir gurup üst düzey hakem, profesyonel hakemliği yanlış algıladı ve “kendi kafalarına göre bir profesyonel hakemlik” işine giriştiler.
Kendilerine ancak güçlü olan takımların zarar verebileceğini bildikleri için de düdüklerini güçlü takımlardan yana çalıp aylık kırk bin lira civarında bir gelir düzeyine ulaşıp kendi sistemlerini oluşturdular.
Ne yazık ki son iki yıldır görev yapan MHK’ler de bu hakemlere göz yumdu ve çanak tuttular. Artık bu işi düzeltmekte Yusuf Namoğlu arkadaşlarına düşüyor.
İlk olarak Süper Lig hakemlerine her ay sabit olarak verilen maaşlar yirmi bin lira’dan, beş bin lira düzeyine indirilmeli, Süper Lig hakem sayısı acilen otuz’a çıkartılıp rekabet ortamı yaratılmalı, ceza ve ödül sistemi uygulanarak performansı iyi olan hakem maça gidip maç ücretini almalıdır.
Futbol, büyük paraların döndüğü bir endüstri olup her hafta fahiş hatalar yapan hakemlerin her ay sabit yirmi bin lira maaş aldığı ve ayrıca her hafta maça gitmeye devam ettiği bir sistem olamaz ve olmamalıdır! MHK Başkanı Yusuf Namoğlu hakemlikte benim büyüğüm, kurul üyeleri Metin Tokat, Erol Ersoy, Murat Ilgaz, Ali Can Lakot, Serdar Tatlı ve Kadir Tozlu ise aynı dönem hakemlik yaptığım arkadaşlarım.
Ben buradan MHK başkanı Yusuf Namoğlu ve arkadaşlarına sesleniyorum.
Ya gözlerinizi kapatıp bir grup hakemin kafasına göre takılmasına göz yumarak bu kokuşmuş sisteme ortak olacak ve kendinizi bitireceksiniz, ya da bu yaraya neşter vurarak doğru insanlar olarak anılacaksınız.
Karar sizin!