CHP’liler Cumhurbaşkanımıza yönelik tutumlarında sahiden haddi aşmaya başladılar.
Gün olmuyor ki hakaretler yağdırmasınlar!
Hiçbir edep sınırı tanımıyorlar.
Edepten nasiplerini almamış insanlar o kirli ağızlarıyla galiz sözleri sarf etmeye devam ediyorlar.
Cumhurbaşkanımızın AYM’ye yönelik tepkisini dillerine her Allah’ın günü dolayan CHP’liler ile HDP’liler kol kola girmiş durumdalar.
Cumhurbaşkanımıza yönelik hakaret furyasına zaman zaman MHP grubunun katılması bizi üzüyor elbette.
Genel Kurul’da bir densiz CHP’li vekilin Cumhurbaşkanımızın şahsı ve ailesi hakkında yaptığı galiz hakaretler üzerine ilgili CHP’li edepsizin cezalandırılması talebine MHP’nin de CHP ve HDP ile birlikte karşı çıkması eminim ki MHP camiasının da kabul edemeyeceği bir durumdur.
CHP’liler özellikle tahammül sınırlarını fena halde zorluyorlar.
Ağızları o kadar kirli ki onlara cevap verirken bile utanıyorsunuz.
Aşağıda okuyacağınız satırlar geçen gün meclis genel kurulunda adını anmaya değer bulmadım densiz bir CHP’li vekilin ağzından döküldü.
***
İlkin liderinin arkasında dimdik duran AK Parti grubuna yönelik şu galiz sözler:
“Böyle iradesini, fikrini, düşüncesini tek bir kişiye teslim etmiş bir grupla aynı masaya oturulup anayasa yapılamaz.” (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar.)
Kendi faşist Milli Şeflerine ve o Şef’in tek parti dönemindeki uygulamalarına tek laf etmeyen, dahası “Milli Şef rejimi”ni Cumhuriyet’in altın dönemi olarak kabul eden CHP’nin bir milletvekilinin kalkıp “tek kişi” üzerinden Cumhurbaşkanımıza laf etmesi en hafifinden iki yüzlülüktür, densizliktir.
“Dinime dahleden bari Müselman olsa!” diye bu densize denir işte!
AK Parti grubu kendi iradesini ve fikrini “tek kişi”ye teslim etmiş bir grup değildir.
AK Parti grubu kendi ideallerinin ideal bir temsilcisi olan yiğit liderinin arkasında dimdik ve sadakatle duran bir gruptur.
Türkiye’de “tek adam yönetimi” yoktur.
“Tek adam” da yoktur.
O “Tek adam” dedikleri yiğit adam, kendi dava arkadaşlarıyla en yaygın istişareyi yaptıktan sonra karar veren bir liderdir.
Kendileri “Şeflik rejimi”ne alışık bir kültürden geldikleri için herkesi de kendileri gibi zannetmektedirler.
Liderimizin şahsına yapılan hamlelerin amacını elbette biliyoruz.
AK Parti grubu kendi liderinin arkasında durmaya devam edecektir.
***
O densiz ve edepten yoksun CHP’li vekil doğrudan Cumhurbaşkanımıza ve ailesine yönelik şu galiz saldırılarda bulunuyor:
“Hiçbir Cumhurbaşkanı bu ülkeyi ailesiyle, oğluyla, çocuğuyla, hanımefendisiyle yönetme gibi son derece yanlış, usulsüz, hukuksuz bir davranış içerisine girmemiştir.”
Tamamen yalan ve iftira…
Bilal Erdoğan ülkeyi nasıl yönetiyormuş?
Bilal Erdoğan okumak için yurtdışında bulunuyor.
Cumhurbaşkanımızın çocukları göz önünde değil ve hiçbirisi de yönetim katlarında bulunmuyor.
Her ülkenin Cumhurbaşkanının yanında muhterem eşleri de bulunuyor.
Bu nasıl bir yalandır, bu ne menem bir düşmanlıktır ki, ne insaf bırakıyor, ne edep, ne ahlak!
***
Asıl densizlik, asıl terbiyesizlik, asıl hakaret şu sözlerinde:
“Ben bir tavsiyede bulunacağım şimdi. Bizim orada bazı yaşlı insanlar olur; söz dinlemez, hasta olur, doktora gitmek istemez. Orada aile büyükleri ve bölgenin önde gelen insanları bir araya gelir, bu rahatsız kişiyi tedavi olmak için ikna eder. Dört grup oluşturalım, bu Recep Tayyip Erdoğan’ı psikolojik bir tedaviye tabi tutalım. Çünkü şuurunu kaybetmiş…” (AK Parti sıralarından gürültüler.)
Terbiyesizliğe bakın…
Daha başka terbiyesizce sözleri de var ama aktarmayacağım…
Cumhurbaşkanından “Bu” diye bahsediyor densiz herif…
Cumhurbaşkanı için söylediği o galiz saldırıların ve hakaretlerin hiçbir insani değerle, hiçbir ahlaki kayıtla ilgisi olamaz.
CHP grubunun bu densiz ve ahlaksız hakarete sahip çıkması CHP’nin durduğu yeri gösteriyor.
***
CHP’lilerin merak ettiği bir soruya da bu vesileyle cevap vermiş olalım…
AK Parti hareketinin bir tek lideri vardır. O da Recep Tayyip Erdoğan’dır.
AK Parti’nin Genel Başkanı ve Başbakanı da Ahmet Davutoğlu’dur.
Erdoğan, Davutoğlu’nun da, hepimizin de lideridir.
O yüzden liderimizin/cumhurbaşkanımızın sözleri kişisel görüşleri değil hepimizi bağlayan sözlerdir.
Cumhurbaşkanımız/liderimiz bizim kırmızı çizgimizdir.
Meclis kürsüsünde buna benzer hakaretler tekrarlanırsa gereği neyse yapacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Kim nasıl anlıyorsa anlasın.