İstiklâl Marşımız’ın şairi Mehmet Akif, eşi-benzeri bugüne kadar yazılmamış o destansı eserinde yer alan “Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl” mısraındaki ‘ırkıma’ sözcüğüyle hani ‘ırkı’ kast etmiş olabilir?
Soruyu, Akif’in bir şiirinde “Bunu benden duyunuz, / Ben ki, evet, Arnavut’um” dediğini unutmadan cevaplayın lütfen...
Tabii, şairimizin “Toplu vurdukça yürekler / Onu top sindiremez” mısraının da bulunduğu bir başka şiirinde, “Arnavutluk’la, Araplık’la bu millet yürümez / Son siyasetse bu! / Hiç böyle siyaset yürümez” dediğini de hatırlatayım.
Cevabınız nedir? Akif’in, İstiklâl Marşı’nda ‘ebediyyen izmihlâle (çöküşe) uğramayacağını’ ilân ettiği ‘ırk’ hangi ırk olabilir?
İşte bu topraklarda yaşayan, nimetlerinden yararlanıp külfetlerinden şikâyet eden bizlerin, hepimizin mensup olduğumuz ortak özelliktir o... Akif vezne uysun diye ona ‘ırk’ demiş, siz ona ‘milliyet’ de, ‘ortak payda’ da diyebilirsiniz...
Arnavutluk sınırları içerisindeki İpek’te doğmuştu Akif’in babası Tahir Efendi. Hepimiz biraz da babamızın memleketlisi değil miyiz? O da Osmanlı’dan en son ayrılan Balkan ulusu Arnavutlar ile akrabalık bağını hiçbir zaman unutmadı. İstiklâl Marşı ise gönlünün esas nerede olduğunun açık şehadetidir.
Tıpkı Balkan Savaşı (1912-13) sonrasında Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış Akif’in babasının milyonlarca hemşehrisi gibi...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Türk dilinin ilk sözlüğü Divan-ı Lügat’it Türk’ün yazarı Kaşgarlı Mahmud kadar Türk” olduğunu ilân ettiği Kamus-u Türki yazarı Şemseddin Sami’nin Arnavut asıllı olduğunu bilmiyor olabilirsiniz. Arnavutluk’ta, Fraşer kentinde doğmuştu hayatını Türk diline adamış Şemseddin Sami; İstanbul’da yaşamış, İstanbul’da ölmüştü.
Kosova’nın Prizren kentinde Şemseddin Sami adına bir müze, Arnavutluk’ta da heykelleri var.
Oğlu Ali Sami Yen Galatasaray Kulübü’nün kurucusudur.
İlk Türkçe romanı (Taaşşuk-i Fitnat ve Talat) kaleme almış, altı ciltlik ilk Türkçe andiklopediyi (Kamus-u Alam) hazırlamış, Türkçe’den Fransızca’ya ve Fransızca’dan Türkçe’ye sözlükler çıkarmış Türkçe âşığı Şemseddin Sami’yi biz ne sayacağız? Arnavut mudur, Türk mü?
Ya da Arnavutlar kendisini ‘Arnavut’ saydığı, kendisi de sağlığında kökleriyle bağını koparmadığı için ona ‘Türk’ demeyi ağzımıza yakıştıramayacak mıyız?
“Evet, ben ki Arnavut’um” diyen Mehmet Akif’i de saymayalım öyleyse? İstiklâl Marşımız’ın şairi olduğu halde...
Lig tarihinde ve Avrupa kupalarında en çok gol atan, milli takım formasını en uzun süreyle giyen, milli takım formasıyla en çok gol atan, UEFA kupasında, Şampiyonlar Ligi’nde gol krallıkları olan Hakan Şükür “Ben Arnavut’um” dediği için bazıları tarafından çarmıha gerilmek isteniyor; lâfının gerisini nasıl getirdiğine bakılmadan...
Mehmet Akif, Şemsettin Sami, Hakan Şükür yaptıklarıyla ülkemizin iftihar kaynağı olmuş isimler; onlara çok şey borçluyuz. En çok da, ülkemizin, farklılıkları içine alıp özümsemiş, onlara kendi değerlerini verdiği gibi onlardan yararlanmayı da bilmiş bir ülke olduğunu hep hatırlattıkları için...