Türkiye’yi ne alaka eder El Kaide işin aslı; Türkiye’de bir kısım zaafları olan cahil sınıf ve insanları kullanıyorlar, sanki Diyanet ve dini karalamak adına bir şeyler yapıyor ve El Kaide örgütü dini temsil ediyor gibi Hizbul Vahşetten sonra onu da icat ettiler, Türkiye’de onu da icat ettiler, Hizbul Vahşetten sonra onu da icat ettiler, yarın daha başka şeyler de icat edebilirler mesela; Tahşiye diye bir şey icat edebilirler; hafizanallah iyi organize edebilirlerse bunları belki hakiki Müslümanlarla, kitap okuyan Müslümanlarla nezahetlerini, nezafetlerini, fikri saffetlerini bulundukları evlerde koruma adına okudukları kitaplarla ayakta durmaya çalışan insanların içine sokmaya çalışırlar, onları güçlendirirlerse ellerine silahlar da verebilirler ve o kitapların arkasındaki zatın (kişinin) posterlerini evlerine asabilirler size yakın bazı kimselerin posterlerini de evlerine asabilirler, biz Nurları haşiye yapıyoruz dedirtirler adlarına da Tahşiyeciler derler, sonra Kalaşnikoflar verirler ellerine iki yerde bir şey yapınca bunlar, demek ki imkan bulunca bunlar da silahlanabiliyor...”
Yukarıdaki alıntıFethullah Gülen’in 06.04.2009 tarihinde www.herkul.org sitesinde İrtica Paranoyası adlı konuşmasından bir bölüm. Paralel Yapı’nın önce Radikal Tahşiye Grubu olarak adlandırdığı her nedense sonra El Kaide Yanlısı radikal Mehmet Doğan Grubu adını verdiği sözde örgüte kurulan kumpasın hareket planı. Önce operasyon yapılacak grubun efradını cami ağyarını mani bir tarifini yapıyor Gülen. Sonra da yapılacak şeyi söylüyor:
“Sonra silahı tabancası olmayan, çuvaldız iğnesi olmayan insanlara terörist damgası vururlar. Yapmak istedikleri şey bu.”
Bu kadar açık ve net.
Bu kadar açık ve net olduğundan 14 Şubat’ta gözaltına alınan Ekrem Dumanlı ve diğerleri ifadelerinde neredeyse “Fethullah Gülen mi, hiç işim olmaz” demeye getirdiler.
Gülen herkul.org’da konuşur, buna göre önce suç icad edilir, sonra da suça göre delil üretilir... Paralel Yapının işleyiş biçimi bu.
Tahşiye işi bu yüzden çok önemli. Bu örnek Paralel Örgütün iş yapma biçimini merak edenler için derli toplu bir numune.
* * *
İstihbarat çalışması neticesinde elde edilmiş bilgiler başkaca hiçbir delille desteklenmeden rapor haline getirilmiş ve bu raporla Mehmet Doğan, Bünyamin Ateş, Mehmet Nuri Turan Mustafa Kartal ve diğerleri haklarında teknik takip ve dinleme kararları alınmış.
Radikal Tahşiye Grubu hakkında soruşturma, teknik takip ve dinleme izinlerinin alınmasında “emeği geçen” polis amirlerinin -mesela Ali Fuat Yılmaz, mesela Kazım Aksoy, mesela Ertan Erçıktı, mesela Yurt Atagün- şu anda “Yasadışı Dinleme-Askeri veya Siyasi Casusluk- Evrakta Sahtecilik-Özel Hayatın Gizliliğini İhlal-Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Kaydetme” suçlarından tutuklu bulunduklarını da kaydedelim.
Mehmet Nuri Turan daha tutukluyken sesini duyurmaya çalışmış, dönemin Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’a bir mektup yazarak başlarına gelenin Gülen’in bir kumpası olduğunu anlatmaya çalışmış. Fakat mektubu paraflayanlar kumpası kuranlarla aynı kişiler olunca sonuç alamamış.
Turan’ın anlattığına göre göre ikamet aramasına gelen Başkomiser “Hocayı kızdıracak ne yaptın” diyor. (Bkz. Kemal Gümüş’ün bugünkü haberi)
“Mehmet Doğan’a suikast düzenlenecek” klasik yalanını da kullanmışlar. “Fethullah Gülen ve Cemaati engel olmuş.” Yine klasik korkutma ve cendereye alma taktiği...
Bir keresinde de makam sahibi birinin bir “alüfteye” gitmesini engellemişti. Gitseydi “hafizanallah” art niyetlinin biri kasete çekebilirdi!
Böyle iyilikleri de var “hoca efendinin”!
Başbakan Erdoğan’a her hafta bir suikast girişimi oluyordu da “hafizanallah” paralel arkadaşlar kurtarıyordu.
Sonra açık kimliğini belirtmeden dinleme kararı çıkartma, mahkeme kararı olmaksızın defalarca takip ve dinleme kararlarını uzatma, özel hayata girecek konuşmaları tapeleme, bunları sorguda kullanma... Ne ararsan var!
Buradan çıkartacağımız dersi de yine Fethullah Gülen söylesin:
“Allah bu fırsatı vermesin. Allah bu komplolarını başlarına dolasın... Bir taraftan bunları yapacak bir taraftan da irticai hareketler ve din diyecekler. Bunların hepsi belli merkezlerden ve belli kişilerce Karanlık Karar Kurullarında alınan kararlarla yapılan şeylerdir.”
İşler böyle kotarılıyor, hafizanallah diye diye cemaat uyutuluyor...