Amerikan polisi bir siyahinin boynuna basarak onu öldürdüğünde Türkiye Cumhuriyeti'nin ABD Büyükelçisi Beyaz Saray'a gidip "Bu polisi hemen tutuklayıp en kısa sürede yargılayarak mahkum edin!" dese ABD'nin tepkisi ne olurdu? O büyükelçiyi "Persona Non Grata" yani istenmeyen kişi ilan ederek sınır dışı mı eder, yoksa bu istemi kabul edip teşekkür mü ederdi?
Türkiye'de bu gün en büyük sorunlardan biri ya da başlıcası muhalefetin kendi seçmeninden umudunu keserek dış güçlere sarılmasıdır. Bunamasına çeyrek kalmış Biden, seçimlerden önce kalkıp Türkiye'de iktidarın, yani CB Erdoğan'ın gönderilerek yerine muhalefetin geleceğini buyurmuştu.
Bu arada NY Times 10 büyükelçinin çağrısının ardında Biden olduğunu açıkladı. Bu bize ne gösteriyor? Haçlıların başına Biden'ın geçtiğini ve amacının Türkiye'yi eskiden olduğunca emireri konumuna getirmek istediğini görüyoruz. Yani, sorun sadece ve sadece CB Tayyip Erdoğan.
Tayyip Bey iktidara gelinceye kadar Türkiye her türlü silahını ABD'den alan, Washington'un her isteği karşısında topuk vurup emriniz olur diyen, İsrail'le kol kola girmiş bir ülkeydi. Bu günse salt kendi çıkarlarına göre hareket eden bir ülke. Ve bundan böyle bunu değiştirmek mümkün değil.
Türkiye'de kim iktidar olursa olsun, kendi ulusal çıkarlarını gözetmek zorundadır. Doğu Akdeniz'de, Afrika'da, Orta Doğu'da ve Kafkaslar'da Türk bayrağı dalgalanıyor artık. Bu şanlı bayrağı buralardan indirebilecek tek güç Türkiye'dir. Bu gün muhalefette olanlar iktidara gelip de bunu değiştirmeye kalkışırlarsa faturasını çok ağır öderler. Hiç birinin insan içine çıkacak hali kalmaz!
Biden yönetimindeki ABD bir yandan binlerce TIR dolusu silah ve mühimmatı Türkiye'nin can düşmanı PKK'ya PYD'ye yolluyor öte yandan Türkiye'nin Batı'ya sırt çevirdiğini söylüyor ve eleştiriyor. Ancak bu ikiyüzlülük yeni bir şey değil. Ve herkes bunun farkında.
Son olarak da Biden ve ona umut bağlamış yerli ve yabancı tayfaya Herodot'un şu sözünü hatırlatmakta yarar var sanırım: