Yanya Valisi Tepedelenli Ali Paşa’nın Osmanlı’ya ihanet etmesinin ardından 2 Şubat 1821 yılında Yunan ayaklanması sırasında Mora İsyanı çıkmış. Binlerce müslüman Türk kılıçtan geçirilmişti. Yapılan tahkikatta ve patriğin evine düzenlenen baskında Patrik Beşinci Grigorius’un “ihanet” ettiği, Rus Çarı Alexandra’ya yazdığı istihbarat mektupları ortaya çıkar ve yargılanan patrik, halkı isyana teşvik etmek ve devleti Osmani Ali’ye ihanet etmek suçuyla “idam”a mahkûm edilir. İnfaz, Fener Patrikhanesi’nin kapısı önünde icra edilir.
Bu olay üzerine Patrikhane Sinod Meclisi toplanarak konuyu görüşür ve patriğin önünde idam edildiği kapıyı “Kin Kapısı” olarak adlandırarak, bu kapının kapatılması kararını alır. Ta ki, bu kapı önünde idam edilen patrikle aynı değerde müslüman bir din veya devlet adamı sallandırılmadıkça bu kapının açılmaması konusunda kutsal kitap İncil üzerine yemin edilir. Bu kapı günümüze kadar hâlâ kapalıdır!..
Trabzonspor’da son günlerde yaşananlar aklımıza yukarıdaki tarihsel yaşanmışlığı getirdi. Bizler kulübün basın sözcüsünün ifadesine dayanarak Trabzonspor Başkanı’nın 3 ayda 80 milyon lira para bulduğunu ama hesaplarda böyle bir para gözükmediğini soylerken, Trabzonspor Başkanı Hacıosmanoğlu, eski başkan Sadri Şener’i yolsuzluk iddiasi ile mahkemeye verdi. Kendi ifadesi ile sürekli ilkokul mezunu olması ile övünen Hacıosmanoğlu yukarıda anlattığım tarihsel olayı okumuş mudur bilmem ama, bu yaptığı ile Trabzonspor’da bir daha kapanmayacak bir kin ve intikam kapısını aralamış oldu
Trabzonspor başkanlık koltuğunu dolduramayan Hacıosmanoğlu, yanlışlarına her gün bir yanlış daha ekliyor. Son olarak Divan Kurulu’nda kendisine yönelik onca eleştiriye cevaben yaptığı konuşmada “Şimdiye kadar yaptığım işlerin %50’sini yapmazdım” diyerek aklınca özeleştiri yaptığını sanan Hacıosmanoğlu, bu itirafının kocaman bir yönetim zaafı olduğunun farkında dahi değil. Sanıyor ki bu itiraf, açık sözlülüğün, mertliğin belirtisidir. İhanete varacak bir anlayışı bu konuşma ile geçiştirdiğini sanıyor. Son basın toplantısında ise kahve dedikodusundan hallice kıt bilgi ve üslup bu basiretsizliği yeniden gözler önüne serdi.
Bu yönetim gidip yerine yeni yönetim geldiğinde umarım yukarıda anlattığım “Kin Kapısı”nın açılma kriterine benzer bir kural işletilmez. Zira o kural işletilmeye başlanırsa Hacıosmanoğlu yönetimine karşı 80 milyondan başlayıp, kulüp üyeliğinden atılmaya kadar giden yelpazede geniş bir ceza skalasını izleyeceğimizi düşünüyorum.
Ama herkes de biliyor ki o “Kin kapısı”nı kendisi açtı. Elbet sonuçlarına da katlanacak.
Hele sandık kurulsun...