Abdullah Öcalan 21 Kasım 1978'de, 23 kişinin katılımıyla yapılan sözde kongrede, PKK'yı Lice'nin Fis köyünde kurdu. PKK bir örgüt değil, bir çetedir. Sözüm ona amaç Türkiye, Suriye, Irak ve İran'ın bazı topraklarında bir devlet oluşturmaktı. Bu bir bağımsız Kürt devleti olacak ve her anlamda ABD'nin emir komutasının dışına çıkmayacaktı... Bunun için de başta Türkiye olmak üzere İran, Irak ve Suriye'yle silahlı mücadeleye girişilecekti. Tabii bunların hepsi, işin kenar süsüydü. PKK için asıl amaç, uyuşturucu kaçakçılığı ve bundan edinilecek ranttı. Tabii yıllarca, hele de tek parti döneminde, gerçekten acı çekmiş Kürt kardeşlerimize sözler veriyor, habire bağımsız bir Kürt devletinden söz ediyordu. Kürtler'in, genelde, Türkiye'den ayrılmak, kopmak gibi bir niyeti yoktu; hele de açılım süreci sonrasında. Ama Suriye, Irak ve İran'daki Kürtler dünden razıydı; bir umut diyerek bu kaçakçılar ve cinayet çetesine katılıyorlardı.
Abdullah Öcalan, Türkiye düşmanı ya da Türkiye'nin güçlenmesin den korkan başta ABD olmak üzere kimi Batılı ülkelerden destek almaya başlamıştı. Bunlar Türkiye'yi üzmüyor, öteden beri bildiklerinin kanıtlanmasından dolayı hüzünle karışık bir mutluluk duyuyordu.
Ebedi ve ezeli dost--stratejik ortak gibi etiketler yapıştırdığımız ABD'nin gerçek, çirkin yüzünü görmek Türkiye'nin ve Türk milletinin en büyük kazancıydı! Türkiye'yi eskiden olduğunca gene kuklası yapmak isteyen Washington, PKK'yı kendine yandaş seçti.Türkiye'nin gelip: "Ne istersen yapmaya hazırım sen yeterki şu PKK belasından kurtar beni!" demesini beklemişti. Ama Türkiye, daha önce de dediğimiz gibi, o eski Türkiye değildi artık...
PKK'nın ahtapot kollarından biri YPG'ye her türlü desteği verdi: silah, cephane, para, istihbarat. Bunu da hiç utanmadan sıkılmadan Türkiye'nin gözleri önünde yaptı. Türkiye güçsüzdü nasıl olsa; önünde sonunda tıpış tıpış gelecek; "Ben ettim sen etme!" diyecekti.
Derken, bir başka taşeron örgüt, Ermenistan, Azerbaycan'a saldırdı. Ermenistan'ın da PKK'dan hiç bir farkı yoktu: Ha Apo ha Paşinyan! Amerikan'ın kuduz köpekleri. Ama Türkiye'nin geliştirdiği SİHA'larla İHA'lar işin içinme girince Ermenistan darmadağın oldu! Ah Erdoğan ah! Her şey omum başının altından çıkıyordu!!
Evet tek sorun Erdoğan'dı! Onun bu kadar dişli olacağını, bütün bir milleti arkasına toplayabileceğini hiç hesaba katmamıştı Biden, Pentagon, ABD Dış İşleri Bakanlığı ve de tabii CIA! Biden onun için seçimlerden önce, hiç de bir Başkan adayına yakışmayacak sözler etmişti Türkiye'nin Cumhurbaşkanıyla ilgili. Orada kalsa gene iyi. Seçildikten sonra, bir avuç Ermeni lobisine yaranmak için, 1915 olaylarına soykırım damgası vurmuştu.
Aslında bütün bunlar hayırlı gelişmelerdi. Türkiye sonunda ABD'nin ne olduğunu ve ona hiç bir zaman güvenemeyeceğini tam anlamıyla anlamıştı! Bundan böyle de ona göre davranacaktı...