Fenerbahçe’yi 1-0 öne geçiren ve VAR’la onaylanan penaltı kararı gerçekten ilginçti... Çünkü, topun yönü ve hızı değişmediği halde; bu pozisyonda beyaz noktayı göstermek gerçekten zordu. Ama top bileğe çarpıyor ve çarpma şiddetinden dolayı el, bilekten geriye doğru açıkça hareket ediyordu. Penaltı kararı bu yüzdendi...
Ayrıca, Fenerbahçe’nin 32’nci dakikadaki ikinci golünden önce de; Diaby’ye bir faul söz konusuydu ama, o da arada kaynayıp gitti.
***
F.Bahça maça, işini şansa bırakmak istemeyen takımların, bir an evvel sonuç arayan dinamizmi içindeydi. Rakibinin nefes almasına fırsat vermeden, ilk yarım saat içinde beklediği sonucu aldı. Beşiktaş ne olduğunu anlayamadan, 2-0 geriye düştü.
Siyah-beyazlılar, temkinli oynamakla baskın oynamak arasında kararsız kalan bir oyun kurgusunda kalınca; F.Bahçe bu balans ayarı bozukluğundan iyi yararlandı. Bu yüzden hakim/üstün/otokrat futbolu, çabuk sonuç verdi. Ancak Atiba, tam da devre biterken; Fenerbahçe’nin güç gösterisine çelme attı: 2-1
***
Sarı-lacivertliler, 2-0 öne geçmenin gereğinden fazla kamçıladığı coşku yüzünden; bir anlık dikkat dağınıklığına kurban gitti. Yoksa Beşiktaş, biraz sinmiş gibiydi... Beklenmedik anda attıkları golle, oyuna geri döndüler.
Skordaki ani ve sürpriz değişim, ikinci yarının akış debisini de değiştirdi. Formsuzluğundan ilk onbire alınmayan Ljajiç, bir anlamda kurtarıcı olarak sahaya sürülmüştü. Beşiktaş bu kez, açıkça tehditler içeren atak bir değişim içindeydi.
Ama Fenerbahçe, bu silkinişten bir an sarsılsa da; maçı sağlama alan üçüncü golünü Vedat Muriç’le atmayı başardı. Güzel ve önemine uygun bir derbi izledik.