Güvercin Uçuverdi, bu haftanın Türk komedi filmi. Atalay Demirci’nin ‘Yüksel Güvercin’ adlı karakterini anlatan yapımda, televizyondaki dram dizilerinden hatırlayacağınız Tuvana Türkay da var. Ama bu kez ağlamıyor! Onlarınki absürt bir filmde pilotla hostesin imkansız aşk hikayesi... İki oyuncu ile konuştuk.
- Senaryoda ne hoşunuza gitti, diğer projelerden farklı olan şey neydi?
Atalay Demirci: Açıkçası birçok senaryo geldi gitti, bu senaryodaki karakteri daha samimi ve sıcak buldum.
Tuvana Türkay: Diğer projelerden farkı öncelikle farklı tür olmasıydı. İlk kez bir komedide yer alıyorum. Normalde hep kendi karakterimden çok daha farklı olan dramatik, ağlak, kötü kızı oynadığım için böyle bir senaryo gelmesi bana ‘Aaaa, demek ki benim için algılarını yıkan kişiler var’ dedirtti. Senaryoyu okudum ve inanılmaz güzeldi. Daha sonra filmin cast’ını öğrendim. Atalay Demirci gibi birçok başarılı ve iyi isim olduğunu gördüm. Bu arada Atalay ile tanışma hikayemiz bile birbirimizin mayasının ne kadar tuttuğunu gösteren bir örnekti.
- Nasıl tanıştınız?
T.T: Filmde hostesi canlandıracağım için, film şirketine evde kombinlediğim hostes kıyafeti; kalem etek, gömlek, fular, şapka ile gittim. İçeri girdiğimde şaşırdılar, sanki havayolları şirketinden çıkıp birisi gelmiş gibi. ‘Hostes kıyafeti kiralamışsın’ dediler, ‘Hayır, kiralamadım’ dedim. ‘Eee?’ ‘Bir gün hostes olursam diye bekletiyordum kıyafetleri’ diye espri yaptım. Hepsinin gözleri büyüdü, şaka olduğunu söyleyince hep beraber gülmeye başladık. Atalay daha yeni yeni itiraf etti ‘Zaten sen çıktıktan sonra ben dedim ki işte bu. Aradığımız enerji bu olmalı’ diye. Şimdiye kadar hep dram dizilerinde oynadığım için insanlar beni kara bulutlu ve durağan bir kız zannediyor fakat ben aslında insanları eğlendirmeyi seven biriyim. Hatta ailemin maskotu olduğum için ‘Hadi kızım, misafir geldi piyano çal. Hadi kızım eğlendir, Roman havası oyna’ gibi bir durum söz konusudur bizde.
- Film Yüksel Güvercin ile Sema karakterlerini canlandırıyorsunuz.
T.T: Sema hepimizin bildiği tipik Türk kızı ama mahallede büyümüş, içine kapalı değil. Zaten hostes sürekli gezmesi gerektiğinden yeniliklere açık. Aynı zamanda çok da aşık bir kız. Filmde Yüksel ile Sema’nın tatlı aşkını, birbirlerine kavuşma çabalarını izleyeceğiz aslında biraz da.
A.D: Yüksel Güvercin, kafası 70’li yıllarda kalmış, naif bir karakter. Pilot olma heveslisi çünkü babası pilotmuş ve Kore’de ölmüş. Kafayı pilot olmakla bozmuş ama kadere bak ki belediyede otobüs şoförü! Ama pilotmuş gibi davranıyor. Annesi de görme engelli, oğlunu öyle sanıyor. Çabuk gaza gelen, bir hedefi olan ama bu yolda olmadık şeyler yaşayan, aslında biraz da mağdur, sevimli bir tip.
OYUNCU KOÇUYLA ÇALIŞTIM
- Filmdeki karakterinize nasıl hazırlandınız?
A.D: Karakter yaratmakla ilgili çok tecrübem yoktu. Sahnede yaptığımız stand up gösteride iki saat boyunca 60-70 tipleme üzerine çalışıyoruz ama bunun kalıcı bir karakter yaratmakla arasında büyük fark var. Oyuncu koçu Ümit Çırak ile iki-üç ay çalıştık. İşin matematiğini öğrenince de çok zorlanmadım.
- Yüksel Güvercin’in sinemada bir geleceği var mı?
A.D: Gişeye göre ‘Evet, biz bunun devamını çekelim’ veya ‘Yok hayır, halk bu karakteri beğenmedi’ diyerek karar vereceğiz.
SANKİ SİZİN MAHALLENİZDE ÇEKİLDİ
- Filmde biraz Yeşilçam tadı var. Katılıyor musunuz bana?
Tuvana Türkay: Filmimizde absürt komedi var ama ben rahatsız değilim çünkü bu tarzı, doğru yapıldığı zaman çok da seviyorum. Bizim komedimizin bir güzel yanı var, artı 18 veya artı 13’lük bir iş değil. İsteyen çoluğuyla çocuğuyla izleyebilir. Film için ‘Herkesin komedisi’ dedik zaten. Ve en önemlisi Yeşilçam’ın samimiyetini yakalayabildiğimizi düşünüyorum. Belden aşağı esprilerle komedi yapmak çok kolay. Her cümlenin başına ve sonuna küfür koyarız, bir de üzerine artı 18 yazarız, kolaya kaçmış oluruz. Ama biz küfürsüz bir komediye imza attık. Ayrıca filmi çekerken ben her sahnede çok eğlendiğim için izleyicinin en azından bahsettiğim samimiyeti göreceğini düşünüyorum. Sanki sizin mahallenizde çekilmiş gibi bir film oldu çünkü.
Atalay Demirci: Biraz Yeşilcam filmi tadı var, bunu oynayanlar da söylüyor ki Yeşilçam’ı yaşamış oyuncular var aramızda. Diğer taraftan günümüz modern dünyasının bize sunduğu o absürt taraflar da var, biraz dengeli açıkçası.
EVDE AĞLAMA SEANSLARI DÜZENLİYORUM
- Türkiye’de sinema filminde kadınların kendini ifade etmesi biraz zor. Senaryolar çoğunlukla erkek karakterlerin üzerine yazılıyor. Ama söz konusu komediyse bu bir kat daha artıyor. Komedide kadının ancak yan rol olduğunu görüyoruz. siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Tuvana Türkay: ‘Kadın komedi yapamaz’ algısına karşıyım. Aslında her konuda cinsiyet ayrımı bana çirkin geliyor. ‘Yok kadın taksici, yok kadın pilot olamaz’ gibi ifadelerden hoşlanmıyorum. Çünkü kadın dediğimiz varlık aslında çok zeki. Her şeyi derinlemesine düşünür. Aslında biz birçok şeyi çok daha kolay kotarabiliyoruz.
- Gerilim de denediniz komedi de dram da. En çok hangisinde kendinizi ifade edebildiğinizi düşünüyorsunuz?
T.T: Komedide Tuvana’dan parçalar, dramda benimle alakasız ama çok ayrı bir oyunculuk görüyoruz. Yani karakter olarak melankolik bir yapım var aslında ama takdir edersiniz ki öyle gözlerimi kısıp tavşan gibi de bakmıyorum! Drama ile ifade ettim kendimi, bunca zaman bu tarz karakterler oynadım. Ayrıca ağlamayı severim. Ağlamak güzeldir. Hatta evde oturup kendime ağlama seansları bile düzenleyebilirim. Şimdi size psikopatça gelmesin ama bazı insanlar bundan besleniyor.