Bu hafta Almanya’dan yazan bir okuyucumun ricası üzerine gut artriti hastalarında şikayetlerin hafifletilmesinde yararlı olabilecek bazı önerilerden bahsetmek istiyorum.
Vücutta, endojen pürin türevlerinin metabolizması sonucu ürik asit meydana gelmektedir. Kanda ürik asit miktarının yüksek olmasına (hiperürisemi) bağlı olarak eklemler içerisinde ve çevresinde monosodyum ürat kristalleri birikerek şiddetli ağrıyla seyreden gut artritine yol açmaktadır. Ayrıca böbrek taşları oluşumu ve bazı kalp-damar rahatsızlıklarının gelişimi riskinde önemli artış görülmektedir. Bu bakımdan gut hastaları için vücuttaki ürik asit miktarının artmasına yol açacak pürin içeriği zengin gıdaları kısıtlayan sıkı diyet uygulaması önemlidir.
Gut hastalarında et ürünleri artrit ataklarını artıran başlıca etkenlerden biri olarak bilinir. Amerika Birleşik Devletleri’nde 12 yıl süren ve 47 bin 150 gut hastası erkek üzerinde yürütülen bir çalışmada etin gut hastalarında olumsuz etkisine karşılık süt ürünlerinin özellikle düşük yağlı süt ürünlerinin olumsuz etkisi bulunmadığı gözlenmiş. Gıdaların pürin içeriği nükleotit bileşimine bağlıdır; karaciğer gibi sakatatlar, et suları, deniz ürünlerinin yanı sıra kuşkonmaz gibi hızlı gelişen sebzeler ya da bakliyat (bezelye, fasulye, mercimek), arpa gevreği, karnabahar, ıspanak ve mantarlar pürin bakımından zengindir. Ayrıca alkollü ve mayalı içecekler de şikayetleri artıran başlıca etkenlerdir. Ancak pürin içeriği düşük olan gıdaların da zamanla pürin metabolitlerinin birikimi ile olumsuz etki yapabildiği bildirilmektedir.
Diyet uygulanmasına başlamadan önce ürik asit artışına yol açan etkenlerin belirlenmesi doğru bir yaklaşım olacaktır. Karın bölgesinde yağlanma, yüksek kolesterol ve trigliserit, yüksek tansiyon, serum insülin seviyesinde yükselme gibi bulgular ile seyreden ‘insülin direnci sendromu’nun hiperürisemi ile yakın ilişkisi bulunduğu bildirilmektedir.
BİTKİSEL PROTEİNLER FAYDALI
Ürik asit seviyesini düşürebilecek bitkisel ürünler üzerinde çalışmalar sürdürülmektedir. Bitkisel proteinler ve kiraz gibi meyvelerin serum ürik asit seviyesini düşürülmesinde yararlı oldukları eskiden beri bilinmektedir. Kirazın plazma üre seviyesi üzerinde etkisinin incelendiği bir klinik çalışmada, bir gece aç bırakılan kişilere 280 gram (yaklaşık 45 kiraz) kiraz verilerek 10 dakika içerisinde tüketmeleri istenmiş ve alınan kan örneklerinde yapılan incelemede plazma ürik asit seviyesinde beş saat sonra belirgin (yüzde 15) bir azalma gözlenmiştir. Bir başka çalışmada ise üzüm çekirdeği prosiyanidinlerinin deney hayvanlarında ürik asit seviyesini düşürdüğü tespit edilmiş. Son yapılan çalışmalarda resveratrolün kandaki ürik asit seviyesini düşürücü ve böbrekleri koruyucu etkilerinin yüksek olduğu ortaya konulmuş. Bu bakımdan gut hastalarının her gün 500 miligram resveratrol kapsülü almalarını öneririm.
BALLA KARIŞTIRILIP KULLANILMALI
Gut artriti hastalığının oluşumunda ve gelişiminde vücuttaki yangı cevabını başlatan bazı sitokinlerin (özellikle interlökin-1 ve -8, tümör nekroze edici faktör-alfa) rol oynadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, gut hastalarında yangı giderici ilaçlar (antienflamatuvar) ağrının giderilmesi bakımından yararlı olmaktadır. Bu bakımdan zencefil rizomu ve kuşburnu meyvesinin çeşitli şekillerde tüketilmesi yararlı olacaktır. Çok yeni bir çalışmada zencefil içerisinde bulunan yangı giderici etkili bileşenlerden şogaol-6’ün deney hayvanlarında monosodyum ürat kristalleri ile oluşturulan yangı modeli üzerinde etkili olduğu tespit edilmiştir. Kanımca bu çalışmanın sonuçları deney hayvanlarında doğrudan gut artriti oluşturularak uygulanması bakımından önemli. Dolayısıyla gut hastalarında zencefil taşıyan bitkisel ilaçların ve besinlerin kullanılması yararlı olacaktır. Benzer etkilere sahip zerdeçalın da yararlı olabileceğini düşünüyorum. Ancak zerdeçalın vücutta emilimi düşük olduğundan günde 6-8 gram kadar zerdeçal tozunun balla karıştırılarak yutulması gerekir.
Gün içerisinde idrar artırıcı çayların içilmesi de ürik asit seviyesinin düşürülmesinde yararlı olmaktadır. Mısır püskülü hiçbir yan etkisi olmayan güvenilir bir idrar artırıcıdır. Ayrıca Almanya’da eczanelerde satılan Orthosiphon stamineus (Almanca Beiersdorf-lilly; Türkçe altınbaşak) bitkisi de idrar artırıcı olarak Avrupa’da sıklıkla kullanılmaktadır.
Sonuç olarak hastalığın henüz bilinen kesin bir tedavisi bulunmuyor. Hastaların yaşamları boyunca yedikleri ve içtiklerine dikkat etmesi, şikayetlerini hafifletecek önlemleri uygulamaları gerekiyor.