ABD’nin, Rusya’yı Karadeniz’den kuşatma hedefinin, yeni bir proje olmadığını her geçen gün belgeler, olaylar ve geçmişten bu tarafa Sovyetler Birliği üzerine inşa edilen çöküş planlarıyla ve şimdiki olaylar gölgesinde daha da net görebilmekteyiz!
Çernobil faciasının oluşu dâhil, hiçbir tesadüf olaydan bahsedemeyeceğimizi de ekleyeceğim. Bu faciayla Ukrayna dâhil tüm Karadeniz çevresi, ABD istihbarat müşahitleriyle dolduruldu. Bunun bir provokasyon olduğu, şimdi açıktan belgelerle dillendirilmekte. Konumuz Çernobil olmasa da, Ukrayna özelinden Karadeniz’in ehemmiyeti anlamında bir şeyler ifade ettiği açıktır.
Sovyetler Birliği’ne; o demir kapıların içerisine müdahale, bir zamanlar o kadar zor ve akıl almaz kapalı kapı direnmeleri ile kale haline geldi ki, Amerikan genişlemesi için alan açmak şart idi. Karadeniz, ABD için ciddi önem arz ediyor. Ukrayna ve Gürcistan olaylarını ve devrimlerini bu kapsamda da değerlendirme, şimdiki durumda akıllıca olacaktır.
Gürcistan’da giderek artan ırkçılık söylemlerinin, boşu boşuna devreye girdiğine inanacak değiliz. Çünkü Rusya - Gürcistan ilişkilerinin tarihsel boyutu ile bu tür söylemlerin kendi başına devreye girmesini inkâr etmekte. Gürcistan’da artan anti-Rusya söylemlerinin alt yapısı, hiç kuşkusuz vardır. Gürcistan’ın arazi bütünlüğünün ortadan kalkması ile Rusya’nın Gürcistan’daki karşılığı tek bakışlı değildir. Rusya’yı “Gürcistan’ın düşmanı” olarak görenlerle beraber “Rusya’sız Gürcistan’ın geleceği yoktur” diyenlerin de oluşu göz ardı edilemez. Rusya’da önemli ölçüde Gürcü lobisi vardır. Özellikle sanat ve akademik çevrelerde Gürcü asıllı Rusya vatandaşları ciddiye alınacak kadar kabul görmekteler. Doğrudur, onların içerisinde Rusya’nın Gürcistan’a müdahalesi sonrası tüm devlet ödüllerinden imtina eden, Rusya’daki ikametini sonlandırıp Gürcistan’a göçen Vakhtang Kikabidze gibi, eski Sovyetlerde bir numaralı ve çok etkili sanatçılar da var. Lakin bu yaygınlaşmış bir tutum değil. Lakin Gürcü halkı nezdinde kıymet gören tavır olduğu açıktır.
Son zamanlar Gürcistan’daki anti-Rusya ahvali, biraz sakinleşmiş gözükse de sokaklardaki havanın giderek artan milliyetçilik atmosferine teslim edildiğini görmek mümkündür. Siyasi elit üzerindeki “Amerikan etkisini” hissetmek mümkündür.
Burada anlaşılan şudur ki; Gürcistan cidden kaşınılacak gibi durmakta. Mesele Karadeniz! Amerika’nın, Rusya’yı Karadeniz’den kuşatma hamlesi nihai hedefe hiç yaklaşamadı. Rusya’nın; Baltık denizi üzerinden Avrupa’ya sorun çıkaracağı ise her haliyle gözükmekte. Baltık ülkelerinde Rus dili üzerinden genişlemeye başlayan Rusya’nın bu konuda başarılmış durumu olduğu da açıktır. Rusya’nın Baltık ülkelerine açıktan yatırımları Rus dilli ahalinin artmasını da tetikledi. İşte Rusya’nın, Sovyet döneminde doğmuş herkese vatandaşlık verme hamlesinin altını dolduran teknik durum da budur. “Rusya her yere davet üzerine gider” felsefesini iyice oturtmakta. Müdahale yok. “Davet edildik ve buradayız” tezi, Rusya’nın yeni ve akıllı tezi. Gürcistan dâhil bu bölgelerde Rus dilli ahali ve Ruslar üzerinden inşa etmek istediği alt yapıyı, isteyen herkese vatandaşlık vererek de pekiştirmekte. Amerika’yı sadece askeri engellerle değil, hem de kendisine oluşturacağı yeni vatandaşlık hamlesi ile de önleyeceğini planlamakta. Televizyon yayınlarına baktığımızda, devletin nasıl bir strateji ürettiğini görebiliyoruz. Halkla ilişkileri iyi tutmak ve bu hususta televizyonları kullanmak. Parlamentolara Rusya meyilli siyasilerin girmesini sağlamak. Bürokratik kadrolar içerisinde Rusya ekolünü benimsemişlerin yükselmesini temin etmek. Seçimlerde, Rusya ekolünden çıkmışları her yönlü desteklemek. Yerelde halkı “ilişkileri kurtaracak kişiler” olarak göstermek ve seçimlerde bu bakışla destek toplamak. Evet, Gürcistan üzerinde şu anda oynanan oyunu iyice görmemiz lazım. Çünkü yüksek ihtimalle yeni Ukrayna olması için çaba harcandığı açıktır. Hatta Gürcistan içerisindeki bu eğilimlerin rengine baktığımızda, bu durumun sadece Rusya aleyhinde kullanılamayacağını da görmemiz, yararımızadır!