Hatırlıyor musun oğulcuğum, hani geçen yıl birlikte tuttuğumuz oruçları... Gurbette Ramazan hem çok mahzun, hem çok değerli, tutulan oruçlar altınla bile tartılmaz diyorduk... Ne ezan sesi var, ne davulcu geçer, öyle tek, öyle tenhadır gurbette Ramazan. Öyle kendi kendine okursun Yasin'leri, Tebarekeleri, her Selavat getirdiğinde Peygamberimizin peşine takılır bütün sılada bıraktıkların, öylece kimsen yoktur gurbette ama her nasılsa herkes kalbinde, capcanlı...
Hatırlıyor musun Oğulcuğum... Rahmetli Tosun Baba'nın (Prof. Tosun Bayraktaroğlu) Chestnut Ridge'deki dergahına giderken tamamlayabilmiştik geçen seneki Hatim okumamızı... Dergaha çok uzak olmayan Flowers Lake'de durmuştuk. Etrafı masalsı ağaçlarla sımsıkı çevrilmiş bu dingin gölün kıyısında ağlayarak bağışlamıştık arefe gününde okuduğumuz ayetleri, tesbihleri, duaları... Sanki içimizdeki deniz, o minyatür göle akmış, oradan da havaya kalkmış gibiydi. Gurbette arefe günü, memleketteki neşeli telaşenin aksine, hüzzam makamında geçer.
'Anne' demiştin, "Cennet gibi burası, belki de bu ağaçların nasibidir, duamızı burada ettik"...
İnsan memleketinin kıymetini gurbetteyken daha iyi anlıyor. Hatıra hafızaya, bilgi bilince dönüşüyor. Osmanlı adetlerinin hüküm sürdüğü bu dergah, her milletten, her dilden insanların kaynaştığı bir yer olsa da, Türk'tü, Türkiye'ydi. Bir avuç da olsa misafirler, Türkiye'mizin birlik beraberliğine, dirlik düzenine dua ediyorlardı... Bayram Namazı ardından birbirimize sarılırken, sanki Türkiye'deydik, sanki sarıldığımız herkes Türkiye'ydi...
***
Oğulcuğum, seninle çok sık konuştuğumuz gibi; "Türkiye, Türkiye'den ibaret değildir. Türkiye'nin ruhu vardır..." Arkadaşlarının Afganistan'dan, Endonezya'dan, Tanzanya'dan yolladığı resimlere bakınca, bunu daha iyi anlıyorum. Bir gazeteci olarak Somali'de, Gazze'de, Pakistan'da, Arakan'da görev yaparken gördüğüm gözler de böyle diyordu... O son bir umutla açılmış sorgu dolu gözler, Türkiye'den ve siz Türkiye gençliğinden çok şey bekliyor. Türkiye'nin ruhu bu demek! Sizler, Bayram'da rü'yet eden Hilal gibisiniz, sizler ümmetin Bayram bekleyen gözlerine bir yıldız gibi doğuyorsunuz... Ve bu çok ağır bir sorumluluktur evladım. ''Allahım yok mu sesimizi duyan'' hıçkırıklarıyla ağlayan anneler, sahipsiz yetimler, delik deşik edilmiş, yağmalanmış şehirler... Yarın ahiretteseslerini niçin duymadınız derlerse bize, aman dikkat! Bunların hepsi bize Sevgili Peygamberimizin emanetidir. Ve onlar bizim kardeşlerimiz...
24 Haziran seçimleri, sadece Türkiye'nin kaderini belirlemeyecek, Kudüs'ten Bangladeş'e, Madrid'ten Paris'e kadar herkes bu seçimleri nefesini tutmuş bekliyor...
Oğulcuğum, Allah milletimizin yar ve yardımcısı olsun. Gurbet size sapasağlam iradeler bahşetsin. Allah Türkiyemizin semalarından ezanları hiç eksik eylemesin, ezan düşmanlarına fırsat vermesin... Allah dünyada ahirette iyilik güzellik versin. İslam alemine cesaret, feraset, basiret, metanet nasip etsin.