Müjdemi isterim!
Yüce Allâhıma şükürler olsun ki Alman Meclisi iki Patriot uçaksavar füze bataryası ile 400 askerden oluşan mürettebâtını Türkiye’ye gönderme iznini vermiş. Dost Türkiye’nin Sûriye sınırı bu şekilde güvenilir biçimde savunulacakmış. Ama onlar yeterli olmadığı için Amerika ve Hollanda da ikişer batarya ile dörder yüz kişilik mürettebât ödünç vermeyi kabûl etmişler lütfen.
Ne kadar mutlu olsak azdır!
Önemli bir eksiğimiz daha böylece giderilmiş oluyor, Mevlâmın inâyetiyle!
Ancak bu arada benim şu zavallı odun kafamın almadığı bir husus var ki o da şu:
Biz 710 bin kişilik bir orduyla yılda 20,5 milyar liralık savunma bütçesini ne halt etmeğe kullanıyoruz acabâ?
30 Ağustoslar’da Taksim Anıtı’na çelenk koymaları, şehir üzerinde alçakdan uçarak ödümüzü patlatmaları ve her Preveze yıldönümü Adalar’ın açığında volta atmaları için mi?
Kusûra bakılmasın, sıradan vatandaşız, pek aklımız ermiyor da...
Yâni şöyle sorayım: Bir Sûriye’ye karşı sınırlarımızı tek başına savunmakdan âciz bir ordunun sebeb-i hikmeti ne ola?
Her çatışma ihtimâlinde elâlemden yardım dilenecek oldukdan sonra biz sizleri neye besliyoruz, ayıbdır sorması?
Âdet olmuş, gelenekdir, biz Türkler de geleneklerine çok saygılı insanlarız denilecekse o vakit en iyisi ayak altında fazla dolaşmayın, evlerinizde oturun, biz maaşlarınızı her ay elden göndeririz...
Hazır açılmışken:
Sâhi siz 28 yıldır şu “beşbin çapulcu”yu neden bir türlü temizleyemiyorsunuz?
Onu da Ruslara ihâle edin kurtulun!
Hörmetde kusûr eyledikse affola!
***
Bugün nedense çıkıntılığım üzerimde, kaşınıyorum anlaşılan.
Biz on sene mukaddem yeni, yepyeni bir partiyi baş tâcı ederek alay-ı vâlâ ile iktidâra taşıdık ve bi-inâyetullah her seçimde oylarını üstelik çoğaltarak o makamda kalıp devâm etmelerini sağladık.
Bizleri “ak günlere” taşıyacak olan AK Parti’nin bu on yıl boyunca boş oturduğunu iddia etmek en azından nankörlük olur, hâşâ!
Tamam da on yıldır bize en büyük ve önemli vaadleri olan “yeni anayasa” konusunda niçin hâlâ bir arpa boyu bile yol alamadığımızı bize akla uygun tarzda bir îzâh eden bulunur mu sevâbına?
Şu 89 senelik cumhûriyet târihimizde yüzde 50 ve üzeri oy alarak iktidâra gelebilmek acabâ kaç partiye nasîb olmuşdur, a dostlar?
Keşke önceden pazarlığa oturup artık yüzde 60 mı 80 mi ne kadara ihtiyaç duyduğunuzu tesbît edeydik de sonra tadsızlık çıkmasaydı!
Biz yerlerden çalar çırpar eksiğinizi gediğinizi kapatırdık...
Neyse, artık bir dahaki sefere i’şallah...
***
Yaşlı bir Alman arkadaşım anlatmışdı:
1944 yılı, Almanya’nın harbi kaybedeceği artık besbelli ama tabii o kanlı Hitler Diktası altında kimse ağzını açıp da iki laf söylemeye cür’et edemiyor. Bu arkadaşımın devâm etdiği lisede şöyle bir espri dilden dile dolaşıyormuş:
“Çocuklar, savaşın tadını çıkarın, çünki barış bir felâket olacak!”
Bundan mülhem ben de şöyle bitireyim:
“Çocuklar, 2012’nin tadını çıkarın, 2013 felâket olacak!”
Şaka, şaka...Tam tersi!
Nereden mi biliyorum?
E, kimlerin barış ilâhîleri terennüm etmeğe başladığına bakın anlarsınız...