Bir kaç gündür Azerbaycan-Ermenistan sınırında ateşkes ihlali durumu söz konusudur. Ermenistan ısrarla bu durumu kendi lehinde kullanmaya gayret etmektedir. Azerbaycan’ın işgal altındaki Yukarı Karabağ ve etrafındaki 7 şehirde de Ermenistan orduları durmadan yeni provokasyonlar yapmakta.
Bunun yanı sıra Ermenistan, öldürülen Ermeni askerleri için Azerbaycan’ı uluslararası platformlarda suçlamakta.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in; Münih’te, “Avrupa’nın, Ukrayna dışındaki çözülmeyen sorunları” konferansındaki konuşmasında bu durumu net biçimde şöyle cevaplandırdı: Ermeni askeri, Azerbaycan’ın Ağdam ve Fuzuli şehirlerinde ne arıyor?
Azerbaycan topraklarında, Ermenistan ordusunun mensuplarının bulunması neden sorun değil de, kendi toprak bütünlüğünü savunan Azerbaycan ordusunun, bu saldırıyı defetmek için taarruza geçmesi ve bunun sonucunda Ermeni askerlerinin öldürülmesi sorun oluyor.
Eğer Ermeni askeri ölmek istemiyorsa, Azerbaycan topraklarına gelmesin. Ağdam ve Fuzuli gibi işgal altındaki, Yukarı Karabağ dışındaki bu şehirlerde bile elini kolunu sallayarak, rahatını bozmadan gezen Ermenistan ordusunun, Azerbaycan ordusu tarafından defedilmesine, doğal bir durum olarak bakılmalıdır.
***
Son günlerde Dağlık Karabağ ve etrafında, yeniden ateşkes ihlallerinin bozulmasını tesadüf olarak görmemek lazım.
Burada hem ABD’nin, hem de Rusya’nın, Ermenistan üzerindeki etkisini de gözardı etmemeliyiz. Zira Ermenistan her zaman, Güney Kafkasya’da dengelerin dizayn edilmesinde kendi hizmetlerini, arzu eden büyüklerine sunmaktadır. İşin garip tarafı Ermenistan bazen Rusya, bazen ise ABD’nin ve diasporanın istekleri doğrultusunda pozisyon sergilemektedir.
Karabağ düğümünün çözülmesine gelince, bunu büyük güçlerin istemesi çok önemlidir. Görünen odur ki; bu istek, Türkiye dışında hiçbir büyük devlette yok.
Rusya, Karabağ düğümü çözülürse Ermenistan’ın ablukasının açılacağından ve bu abluka açılır ise Ermenistan’ın her zamanki gibi saf değiştireceğinden endişeli. Ayrıca Rusya, Güney Kafkasya’da var olması için buralarda, zamanında dizayn ettiği uyduruk sorunun yaşamasının, kendisinin bu bölgede kalmasının garantisi olarak görüyor.
ABD bu meseleye, Ermeni diasporasının perspektifinden bakmakta. İşin garip tarafı hem Rusya, hem ABD, siyasi senaryoları için, Ermenistan’ı “bulunmayan Hint kumaşı” olarak görüyor.
Evet, Azerbaycan her iki devlet için önemli. Çünkü petrol, doğalgaz ve tümüyle enerji hattı menfaati söz konusudur.
Azerbaycan, işgal edilmiş topraklarını bir gün geri alacağının planını yapmakta. Ermeniler, işgal ettiklerini vermek isteğinde olmadıklarını göstermekteler. Bu kuşkusuz savaş literatürünü giderek aktifleştirmektedir.
Sadece literatür olarak değil, buna göre hazırlıkların yapılması söz konusudur. Azerbaycan yönetimi, savaş temasını zinde tutmakta.
Burada jeo-stratejik durumları da göz ardı etmemek lazım. Batı veya Rusya baskısı arttıkça, savaş söylem ve eylemleri daha da artacaktır.
İlham Aliyev, tüm hazırlıklarını savaşa göre dizayn ediyor. Çünkü toplumun zafer arzusunu biliyor. Ayrıca Azerbaycan’ın Karabağ yenilgisini hazmetmemesi aşikâr. Sarkisyan’ın küstah tavrı ise başkasının toprağını işgal zevkinden öte, böyle durumun uluslararası güçlerin işine geldiğindendir. Zamanında Rusya’nın ve Ermeni diasporasının, ABD ve Avrupa’daki desteği ile işgal ettiği toprakların garantisini, şimdi savaş arzu etmeyen dünyanın varlığında görüyor. Bu duruma Türkiye’nin müdahalesini, onun için istemiyor. Rusya, Fransa ve ABD, Minsk Grubu eş başkanlarıdır. Her üçü de Hıristiyan ve her üçünde de Ermeni diasporası çok etkili. Peki nerde adalet?
Azerbaycan Müslüman bir ülke. Etnik olarak ise Türk... Böyle bir durumda Ermenistan destekli Minsk Grubunun adil duruşuna inanmak mümkün mü?
Zaten bu nedenledir ki; uzun yıllar oldu, halen sonuç alamıyor.
İlham Aliyev’in bu konuda cesur tavrı ise ilgili çevreleri rahatsız eden esas hususlardandır.
İlham Aliyev; Türkiye’yi, bu meselenin çözümünde, bizzat durumun içine müdahil olmasını arzu ediyor. Aynen Azerbaycan toplumu gibi. Ermenistan için bu bir kâbustur. Rusya’nın şimdiki durumunu ve Türkiye’ye bakış açısının olumlu yönde değişmesinden faydalanmak mümkün.
Güney Kafkasya’daki Karabağ sorunu, bölgenin istikbalinin en büyük engelidir. Bu engelin en büyük aktörü Ermenistan’dır. Diasporanın elinde her istediğini yapan Ermenistan, ekonomik çöküşüne rağmen, hem Batı’nın hem de Rusya’nın esiridir. Bu esaret bitmeden, Karabağ’ın işgalini bitirecek yegâne yolun savaş olduğu inancı, Azerbaycan toplumunun bugün en fazla inandığı bir hakikattir...