Bahar yorgunluğunu gidermek için güneşten istifade etmeli. Bunaltıcı sıcaklar başlamadan D vitamini ihtiyacını güneşten karşılamalıyız.
Kış, adına yaraşır bir soğuk yapamadı bu sene. Donduran soğuklara ve bembeyaz kar örtüsüne hasret kışa veda ederken karşılıyoruz ilkbaharı. İki mevsim arasında sert bir geçiş olmadı ama baharın enerjisi etrafı sardığında halsizlik, eklem ağrıları ve yorgunluk çekenlerdenseniz, çoktan bahar yorgunu olmuşsunuz demektir. Dengesizliğin merkezi atmosfer, normal seyrindeyken bile bizi mevsim dönümlerinde olumsuz etkilerken normalin dışına çıktığında etkilerinin artmasına şaşmamak gerekir.
Hava değişimleri öncelikle bağışıklık sistemimizi zayıflattığından, mevcut hastalıkların nüksetme ihtimali artabiliyor ya da grip benzeri rahatsızlıklarla mücadelede zorlanabiliyoruz bu dönemde. Ya da bir halsizlik baş gösteriyor bu günlerde, sebepsiz. Neyse ki bahar yorgunluğunu engellemek ya da ondan kısa sürede kurtulabilmek mümkün. Bunun için yapılması gerekenler de öyle çok zor şeyler değil. Artık gün geçtikçe daha fazla terleyip daha fazla sıvı kaybedeceğimiz için daha bol sıvı tüketmeliyiz. Daha sağlıklı beslenmeli ve düzenli spor yapmalıyız. Bol bol bu döneme özgü sebze ve meyveleri tüketmeli vitamin ihtiyacımızı karşılamalıyız. Düzenli uyku da olmazsa olmazlardan.
Ve tabii ki güneş. Bol bol güneşlenmemiz gerekiyor. Bunaltıcı sıcaklar başlamadan, güneşin tadını çıkarabilecek günlerdeyiz ve bu fırsatı değerlendirmek çok önemli. Önemli vitaminlerden biri olan D vitaminini karşılamak için güneşten faydalanmak gerekiyor.
Nisan ayı bereketiyle geldi
Uzun zamandır mevsim normallerinin altında seyreden yağış trendi nihayet normal döngüsüne girdi. Fakat uzun süredir devam eden hidrolojik kuraklığa çare olur mu, bilinmez! Zira bu dönem yağışlar kısa aralıklarla ama hafif sağanaklar şeklindedir genellikle. Ayrıca yerel hafif sağanaklar şeklinde görüleceğinden yaşanan kuraklığa derman olması zor görünüyor. Su sıkıntısına karşı nisan yağmurlarını çare olarak görmek ve bu dönemin yağışlarıyla barajların dolacağı beklentisinden vazgeçmek gerekiyor belki de.
Lale keyfi için elinizi çabuk tutun
Doğa uyanıyor... Her ilkbaharda olduğu gibi yine doğadaki her şey yenileniyor, kabuk değiştiriyor sanki. Çiçekler, yapraklar, hayvanlar hatta insanlarda bile bir değişim rüzgarı esiyor. İstanbul ise rengarenk... Mutlaka korulara, parklara gidin. O kadar güzel lale manzaraları var ki seyrine doymak biraz zor! Tadını çıkarmak için çok fazla zamanınız yok, nisan ayının sonuna kadar görebilirsiniz.