AK Parti'nin emektarı kadınlar, yükü sırtlamış metanetle taşıyorlar... Bir fırtına gibi esiyor seçim çalışmaları. Tabanda kadınlar birer karınca çalışkanlığı ve sebatıyla çalışıyorlar. AK Parti'yi 24 Haziran'a taşıyan ana gövde kadınlar. Tokat'ta Av. Özlem Zengin, sadece ilçeler düzeyinde değil kasabalara ve köylere kadar uzanan birebir görüşmelerinde kadınlarla omuz omuza bir performans sergiliyor. Partinin kurucularından gazeteci Ayşe Böhürler, teke tek çaldığı kapılarda, bazen yaşlı ninelerle, işçi kadınlarla, bazen bir kütüphanede gençlerle çok canlı bir İstanbul çalışması yapıyor. Kültür ve Turizm Bakanımız Numan Kurtulmuş'un seçim çalışmasını takip ederken tanıştık; AK Parti Güngören Kadın Kolları Başkanı Şenel Savcı ile... Seçim koordinasyon merkezinde buluştuğumuzda ne kadar hazırlıklı bir temponun içinde olduklarını gördük... İstanbul'un kendine has çok katmanlı bir yapısı var, hem en kalabalık nüfusa sahip bir metropolümüz hem de Anadolu'nun çok yüzlü renkahenk yansıması mahiyetinde şehrin dokusu... İstanbul Türkiye demek...
Şunu not etmek isterim, geçen haftaya nazaran coşku ve heyecan gözle fark edilir bir şekilde arttı. Tayyip Erdoğan'ın seçim temposunu yıllardır takip eden birisi olarak son bir haftanın önemine dikkatiniz çekerim. Altın vuruşları ve dehasını sona saklayan bir lider... Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın Güneydoğu'da sahici buluşmalar gerçekleştirmesi önemli. AK Parti bütün Kabinesini araziye sürerek kendine güvenin ve çalışkanlığının tartısına çıkıyor. Numan Kurtulmuş gibi özellikle Kürt nüfus üzerinde itimat ve samimiyet karşılığıyla toplumsallaşan isimler sadece kendi bölgelerinde çalışmıyor, Türkiye'ye seslenebilecek simaları var AK Parti'nin...
MHP'nin sesi nerede, pek belli değil, ''Cumhur İttifakı''ndan ziyade, AK Parti geniş gardırobunda bütün Türkiye'ye has menülere sahip bir parti... Zaten Erdoğan da Diyarbakır konuşmasında ittifaka değil, kendisine ve kendi kurduğu hizmet esaslı siyasete oy istedi. Ramazan, haziran sıcağı, trafik olmasına rağmen, kadınların yüzlerindeki tebessüm insana sekinet veriyor. Arazide görüştüğümüz kadınlar, hayatın kalbinden soruyorlar hayat pahalılığı, ekonomik refah gibi... AK Parti Hükümetleri döneminde önemli adımlar atılmış, kişi başına milli gelir 2002'de 3.500 dolar seviyesindeyken 2017'de 10.600 dolara çıkmış. 2002'de 12 milyon olan aktif sigortalı sayısını 2018 yılı şubat ayı itibarıyla 22 milyona ulaştırmış. Sosyal güvenlik konusunda yüzde 84’lük bir artış anlamında bu...
Görüştüğümüz gençler eğitim ve istihdamdan söz ediyor ilk sıralarda. 2002'de toplam eğitim bütçesi 10 milyar TL iken, bu yıl eğitime ayrılan toplam bütçe 134 milyar TL olmuş... Yine 2002'de sadece 9 olan gençlik merkezi sayısı, 81 ilde 313’e yükselmiş durumda... 2002'de yükseköğrenim öğrencileri için 190 olan yurt sayısını 779’a, yatak kapasitesini ise 182 binden 629 bine yükseltmiş AK Parti hükümetleri... Gençler adına çok önemli kazanımlar bunlar.. ''Cumhurbaşkanlığı Sistemi''yle birlikte daha güçlü bir Türkiye'nin, ''birlik, bereket ve bolluk''la geleceğine inanıyorlar.
Muhalefet partilerine ve söylemlerine baktığınızda ise herhangi bir icraattan çok yapılmayacak, yasaklanacaklar listesini işitiyorsunuz... Özellikle CHP'de seçimle birlikte radikal bir değişiklik olacağı aşikar. Öyle gözüküyor ki İnce, Afrin Kahramanı Temel Paşa'nın apoletlerini sökemeyecek ama şimdiden pabucunu dama attığı Kılıçdaroğlu'nu partiden kovacak...
Görüştüğümüz insanların hepsi de ciddiye alınmak istiyor. İstikrar arıyorlar ve güven duymak istiyorlar. 15 yıllık kazanımlarını kaybetmek istemiyorlar... Allah milletimize hayırlı günler getirsin...