Kitabın ortasından konuşalım: Millet, “beka mücadelesi” vermenin olgunluğundadır, ana hedefi Amerikan emperyalizminin kontrolündeki tüm terör örgütleri ile kararlı mücadeledir.
Hedefi saptıracak hiçbir tartışmanın içinde yer almayız.
Laik-muhafazakar, Kürt-Türk, Alevi-Sünni… Geçiniz…
Ne, “başörtülü bacıma uzanan eller kırılır” ne de “laiklik elden gidiyor…” Geçiniz…
Ne şu sanatçı ne dedi, ne yaptı, ne şu müftü ne söyledi, bu ilahiyatçı ne döktürdü, geçiniz…
Bireysel ahkam kesmelerin, sosyal medya kapışmalarının yaşadığımız bu, son derece kritik dönemde hiçbir önemi yoktur.
Mücadele, gelecek kuşaklarımızın bekası için üzerimize her koldan saldıran emperyalizmledir, bu mücadeleyi sisler perdesinin içine sokacak bütün tartışma konularına net olarak karşı çıkıyoruz.
Emperyalizmin yine, “Erdoğan’sız Türkiye” projesine yöneldiğini görüyoruz.
Milli savunma sanayinde emperyalist kuşatmayı kırmış…
İlaç sanayinde emperyalist kuşatmayı kırmış…
Şimdi de Doğu Akdeniz’e 2 milli arama gemisini gönderip enerjide emperyalist kuşatmayı kırmakta kararlılık gösteren…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında bu kararlı mücadeleyi kimseye yedirmeyeceğiz.
Çünkü, gün, siyasi görüşü, etnik yapısı veya dini inancı ne olursa olsun, milletin tek cephede buluşacağı, “Yeniden Kuvayı Milliye” günüdür…
Cumhur İttifakı’nı millet 15 Temmuz şanlı direnişinde sokakta kurdu, Kuvayı Milliye’nin siyasette ete-kemiğe bürünmüş duruşudur.
Keşke, bugün liderinin Yenikapı mitingindeki görüntülerini propagandasında kullanan CHP de yer alsaydı, biliyorum bu kadro ile imkansız.
AK Parti ve MHP liderleri milletin “beka mücadelesinde” kurulmuş bu ittifakı kazasız-belasız yürütmekle görevlidirler.
Bu konuda aksama olduğu takdirde, Washington’dakilere ve onların içimizdeki hain işbirlikçilerine net olarak söylüyorum: Müdafa-i Hukuk’u karşınızda bulacaksınız!..
Net mesajı buradan vereyim: Devletin ve milletin bekasını, Türk vatanının bölünmez bütünlüğünü tehdit edecek her girişim, bundan böyle, tahminlerin çok ötesinde sert tepkiyle karşılaşacaktır.
Millet, niteliği ne olursa olsun, demokrasi dışı her türlü müdahaleyi Türk vatanına doğrudan işgal harekatı olarak görecek ve ona göre davranacaktır.
Bu nedenle, zaman zaman suret-i haktan gözüken gazete manşetleri veya köşe yazılarıyla hedef gösterilip “ulusalcı” falan diye tasfiye ettirilmeye çalışılan vatansever askerler de karargahlardaki milli teminattır…
Amerikancı darbe hazırlıkları…
İran politikasında sıkıştı,
Suriye’de çıkış noktası bulamıyor,
İsrail’in güvenliğinde zaaf çıktı, konuyu Rusya ile kapatmaya çalışıyor,
Suudi konusunda suçüstü yakalandı, Katar’ı istediği gibi yiyemedi…
Aslında, bölgeye dönük bütün planları çöktü…
Amerika, bütün her şeyi 15 Temmuz’da kaybetti.
1 Dolar’lık askerleri kazansaydı, bunların hiç birini yaşamayacaktı…
Ya, Erdoğan’ı milletinin asla kabul etmeyeceği bir noktaya sürükleyerek, bir nev’i “uysallaştıracak” ya da ortadan kaldıracak…
“Uysallaşırsa” emperyaliste ihtiyaç olmaz, millet gereğini yapar.
Bu nedenle emperyalist şimdi, yeniden saldırının peşinde… FETÖ’cü gözükmeyen klasik NATO’cu kanat mı, bilemem, onu zaman gösterir…
Millet, Gazi Mustafa Kemal’in “Ya istiklal ya ölüm” sözünden, R. Tayyip Erdoğan’ın, “Ya olacağız, ya öleceğiz” sözüne boş yere gelmedi…
Ankara’dakilere sesleniyorum…
Bu alçakların döviz kurları üzerinden kurdukları ekonomik şantaj sistemine kulak asmayın!. Pensilvanya’nın yerini almaya çalışan ne bileyim, bir Teksas lobisi varsa, dik durun!..
Milli şerefimizin bedeli yoktur.
Şerbetliyiz… İzliyoruz… Hazırız…