FETÖ terör örgütü ile dikkatimizi, devam eden yargılamalara, ByLock haberlerine verdik. Türkiye dışında FETÖ’ye yönelik Türk vatandaşlarının giderek artan tepkileri, meselenin başka ve yeni bir yönüne de bakmamızı gerekli kılıyor.
15 Temmuz gecesi FETÖ elebaşı F. Gülen’in şaşkınlığını kendi şaşkınlığı ile ekranlara yansıtan Kerim Balcı’ya, İngiltere’de gösterilen tepkiyi gördük. Bilinen FETÖ yüzlerine Avrupa ülkelerinde Türkler kiralık ev vermemeye başladı.
Bunun da ötesinde Avrupa ülkelerinde FETÖ bağlantılı okullar, oralarda yaşayan vatandaşlarımızın tepkileri sebebiyle kapanmaya başlandı. Anadolu Ajansı’nın geçen haftaki haberine göre örgütün gerçek yüzünü gören gurbetçilerimizin, bu eğitim yılında çocuklarını kayıt yaptırmaması üzerine FETÖ’nün 2013 yılında kurduğu Urselbach Lisesi, kapatma kararı aldı.
Henüz kapatılmayan okullardan da veliler çocuklarını almaya devam ediyor. Bir yıl önce de abonelerin artan tepkileri ile tirajı dibe vuran Zaman gazetesi Almanya’da kapanmıştı.
Okulların, FETÖ kurumlarının kapanması, Türkiye’nin resmi talebi ile değil, vatandaşlarımızın tepkileri sebebiyle olduğu için bu gelişmeyi çok önemsemeliyiz.
İhanet çetesi FETÖ, artık bütün dünyadaki Türkler nezdinde itibarsız, onursuzdur.
Avrupa’da ülke yöneticileri tıpkı PKK’ya sahip çıktıkları gibi FETÖ’ye de sahiplendikleri için vatandaşlarımızın tepkileri henüz sessiz ve derinden gidiyor. Çünkü FETÖ’cüler değişik gerekçelerle vatandaşlarımızı şikâyet ediyor, bunaltmaya çalışıyor, sindirme politikası güdüyorlar.
Artık Türk toplumunun güvenini kazanma ihtimali kalmayan FETÖ, Avrupa'da Türk ve Müslüman toplumdan uzaklaşma politikası izliyor.
Avrupa’da vatandaşlarımızın tepkileri, sadece FETÖ’cüleri değil onları kullananları da telaşlandırıyor.
Konu, geçtiğimiz şubat ayında örgüt ile bağlantılı Diyalog Platformunun düzenlediği "Gülen Hareketinin Avrupa'daki geleceği" konulu söyleşide de gündeme geldi.
Söyleşide, “Türk toplumunun Avrupa'daki FETÖ'cülere tepki göstermesi karşısında ne yapılabileceği” tartışıldı. Katılımcılardan Prof. Johan Leman, “ben olsam Batı Avrupalı kimliğini seçerim" şeklinde görüş bildirdi. Prof. Thijil Sunier ise "Türkiye'nin Avrupa'daki Türk toplumu üzerindeki etkisinin çaresi, ilacı hep beraber Avrupalı olmaktır. Kökeninizi ve tarihinizi unutun, demiyorum. Ama oradan (Türkiye’den) ziyade, burada (Avrupa'da) bir şeyler inşa edin" diye konuştu.
FETÖ’cülerin bu tavsiyeler üzerine kendilerinin ve çocuklarının isimlerini değiştirerek, Batılı istihbarat servislerinin kontrolünde Avrupa’da Türkiye aleyhtarı onursuz lobiler kuracaklarından emin olabilirsiniz.
FETÖ elebaşı F. Gülen’i asıl endişelendiren evet, iki gelişme var.
Birincisi dünyanın her yerindeki Türk vatandaşlarının milli duygularla bu vatan hainlerine gösterdikleri demokratik tepkiler…
İkincisi de ABD ve AB ülkelerinde rüzgârın FETÖ aleyhine dönmesi...
Bilhassa bu ikincisi, Gülen’in uykularını kaçırıyordur.
Çok değil yakın vadede Avrupa’daki ve Amerika’daki Gülen algısı Türkiye yönünde değişecektir. 15 Temmuz hakikatinin mızrağı hiçbir çuvala sığmaz. Bir de güçlenen 80 milyonluk Türkiye’yi kimse kolay kolay gözden çıkaramaz, çıkaramayacaktır.
Batı’nın Gülen’i terk etmesi, Gülen gerçeğini bilmediklerinden değil, ondan yararlanamaz hale gelmeye başlanmasından olacaktır. İlk yapacakları şey de, FETÖ’nün önde gelenlerini ve darbe girişimindeki rolleri belgelenmiş olanları Türkiye’ye iade etmeleri olacaktır.
F. Gülen, eğer bir bahane ile ortadan kaldırılmaz ise eninde sonunda Türkiye’ye gelecek ve ihanetinin hesabını verecektir…