Pensilvanya’daki FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, 20 Ağustos 2016’da yayınlanan sohbet videosunda; “Haçlı'nın ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Çünkü sizinle onlar arasında kırmızıçizgiler vardır. Bir kere onlar sizin kadınınıza kızınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler. İlişmemiş Haçlılar…” demişti.
F. Gülen’in gerçek kimliği ve sapkınlığı adına belki de en önemli belgelerden biri bu sözleridir.
Müslüman coğrafyasında tarih boyunca Haçlılar için bu sözleri söyleyen, Haçlılar’ı böylesine savunan biri çıkmamıştır.
F. Gülen bu sözleriyle bir İslam düşmanı, bir yalancıdır. Yalancıdır, çünkü Bosna Hersek'teki Toplama Kampı Mağdurları Birliği'nin verilerine göre, 1992-1995 yılları arasında, Sırplar tarafından toplam 657 toplama kampı kuruldu. Yaklaşık 200 bin sivilin esir tutulduğu bu "ölüm" kamplarında 30 bine yakın insan öldürüldü, yaklaşık 25 bin kadın tecavüze uğradı.
F. Gülen neden Haçlı’yı savundu, asıl soru budur.
Tarihe dikkat edelim, F. Gülen 15 Temmuz’dan bir ay sonra böyle konuşuyor.
FETÖ terör örgütü 15 Temmuz darbe girişiminde bir taşerondu. İçerdeki haindi. İhanetini, ABD’ye ve Avrupa’ya rağmen, NATO’ya rağmen yapamazdı. Tam tersine NATO’nun desteği, yardımı, işbirliği ile bir darbe girişimine cüret edebilirdi.
15 Temmuz’dan bir ay sonra Haçlı’ya düzülen övgü, FETÖ’nün ikinci bir darbe girişimi beklentisini açığa çıkarıyor. F. Gülen, sınırlarımızdaki çemberin daralması ve içeride “kontrollü darbe”, “senaryo” algısının pekişmesi ile NATO müdahalesi için şartların yeniden oluşabileceğine inanıyor.
Gülen’in Haçlı övgüsü, 15 Temmuz’da Çanakkale ruhu şahlanan milletimizin yiğitliğini unutma gafleti ile NATO müdahalesinde milli direnci kırmak, iç cepheyi çökertmek gayesini taşıyor…
15 Temmuz darbe girişimi esas itibariyle Türkiye’nin bölünmesi, parçalanması için hazırlanmış bir tezgâhtı.
Darbeye teşebbüs edenler başarılı olsaydı, PYD/YPG sınır ötesinden, PKK içeriden topluca bir saldırı başlatacaktı. İç savaş ortamı doğacaktı.
İşte bu ortam NATO müdahalesi için gerekçe yapılacaktı.
NATO, “Bir müttefikimiz olan Türkiye’de doğan kaos, ittifakın güvenliğini tehdit etmektedir, bu nedenle müdahale etmek zorundayız” açıklaması ile topraklarımıza asker sokacaktı. Bu hengâmede Güneydoğu’da 8 vilayetimiz vatandan koparılacak, bir PKK devleti inşa edilecekti.
NATO işgaline gerekçe hazırlamak için şer ittifakının projesi, yürüttükleri algı operasyonları hala geçerlidir.
İçte ve dışta –dışarıda FETÖ elemanları onursuzca Türkiye aleyhinde lobicilik yapıyor- yürütülen algı operasyonlarını yan yana getirdiğimizde ne görüyoruz?
“Türkiye otoriterleşiyor”, “Türkiye Saray’dan yönetiliyor”, “Tek adam yönetimine seyirci kalınamaz”, “Türkiye’de muhalifler eziliyor”, “basın özgürlüğü ayaklar altında”, “MİT TIR’ları olayı casusluk değil, Türkiye’nin terör örgütlerine destek olayıdır”, “15 Temmuz kontrollü darbedir”, “15 Temmuz tiyatrodur”… Şimdi bunlara bir de CHP’nin üfürdüğü “ Adil Öksüz elini kolunu sallaya sallaya THY ile uçtu” kuyruklu yalanı eklendi.
Yani NATO bu duruma seyirci kalamaz.
Konu bu kadar ciddi mi diyenlere birkaç hatırlatma:
NATO’da görevli 462 Türk subayından 237’sinin FETÖ’cü olduğu anlaşıldı. Halen Almanya, Hollanda, Belçika, Yunanistan, İtalya, İngiltere, Amerika, İspanya, Avusturya ve Norveç'te firari FETÖ’cü subaylar bulunuyor…
29 Temmuz 2016, ABD Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper, “Darbe girişimi ve geri tepmesi, Türkiye’deki ulusal güvenlik aygıtının tamamını etkiledi. Bizim bazı muhataplarımız, ya tasfiye edildi ya da tutuklandılar. Şüphesiz ki bu durum ABD’nin Ortadoğu stratejisini daha güç hale getirecek" dedi. ABD Merkez Kuvvetler ( CENTCOM) Komutanı Joseph Votel de aynı forumda yaptığı konuşmada Clapper’e katıldı.
8 Aralık 2016, NATO'nun Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı ABD’li Orgeneral Curtis Scaparrotti, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye'nin Brüksel'de görevli subayları görevden uzaklaştırmasının ittifakı 'zayıflattığını' söyledi.
NATO, Türkiye’ye müdahale için epey gerekçe üretmiş bulunuyor.