Rahmetli Adnan Kahveci'nin oğlu Cihan Kahveci, "Babamı öldüreni biliyorum. Katil bir doktor... Babam Özal'a çok yakındı. Onun için öldürmeye karar verdiler. Babamı öldüren doktor 1993 yılından sonra inanılmaz bir servete kavuştu. Turgut Özal'ı zehirleyerek öldüren kişiyle babamı öldürenin aynı kişi olduğunu biliyorum. Bu katil... Danışman, tıp doktoru olmasına rağmen mesleğini yapmıyordu."
Bu sözler iki kişiye işaret ediyordu: Erhan Göksel ve FETÖ'cü Şerif Ali Tekalan. Göksel, 2010’da ABD'de bir otel odasında ölü bulundu. Artık konuşamazdı ama eşi bu iddiaların deli saçması olduğunu söyledi.
Turgut Özal'ın büyük oğlu Ahmet Özal, Turgut Bey’in bir kaç kez FETÖ lideri Fetullah Gülen'le görüştüğünü söyledi: Babam, “Ben bu adamdan çok rahatsız oluyorum… Öyle bir havası var ki sanki Türkiye ona yetmiyor, dünyayı istiyor” demişti.
İnsanları inandırma ve kandırma becerileri açısındansa Özal, Gülen'i Hitler'e benzetmişti. Gülen 90'lı yılların başında rahmetli Turgut Özal'a çok acımasız ve terbiye kurallarının ötesinde bir biçimde saldırmıştı. Gülen Sızıntı adlı dergisinin Ağustos 1991 sayısında şöyle yazar:
"Milletin yolunu kesen kanlı kabus! Sen çağdaşlık ve çağ atlama naralarıyla kendini avuta dur. Şimdi istersen uyu. Bundan sonra kopacak kıyamet, senin kıyametindir..."
Latif Erdoğan bu yazıyı yazmasının nedeninin, Özal'dan istediği bir iki atamanın reddedilmesi olduğunu söyler. Yazıdan hemen sonra Korkut Özal, İzmir'e giderek Gülen'le konuşuyor... Özal'a bunca hakaret eden Gülen, Özal'ın cenazesine katılıp en ön safta resim çektiriyor! Failin genellikle maktulün cenazesine katıldığı bilinir ve polis, katili çoğunlukla cenazeye katılanları izleyerek yakalar! Korkut Özal "ağabeyim zehirlendi" derken, Semra Özal "kocamı limonatayla zehirlediler!" açıklamasını yapıyor.
Rahmetli Turgut Bey 11 gün süren son yolculuğunu 4 Nisan 1993'te Orta Asya'ya yapmıştı. Yanından hiç ayrılmayan, FETÖ'nün has kullarından Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan, gezi sırasında onu FETÖ'nün okullarına götürmüş, burada ona pasta ve limonata ikram edilmişti. Şimdi FETÖ firarisi olan bu karanlık adamla ilgili mahkemeye sunulan belgeler, FETÖ'nün ağına düşürdüğü genç kızları bürokrat ve iş adamlarına sunan çetenin de reisi olduğunu kanıtlıyor!
Turgut Özal'ı öldürdükleri ayan beyan ortada olan bu günümüz Hasan Sabbah çetesinin cinayetleri elbette bununla sınırlı değil. Kimler yoktu ki öldürdüklerinin arasında. Polisler, askerler, savcılar, yargıçlar, bürokratlar, adli tıp uzmanları, doktorlar, hemşireler diye uzayıp giden bir liste. Bu katillere 1960'lı yıllardan bu yana devlet, anahtar teslimi olarak verilmişti! Çetin Emeç, Prof. Dr Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Turan Dursun, Uğur Mumcu, Orgeneral Eşref Bitlis, Ahmet Taner Kışlalı, Ebulfeyz Elçibey, Aselsan Mühendisleri, Muhsin Yazıcıoğlu, Üzeyir Garih cinayetleri tarafsız bir gözle baştan incelendiğinde hepsinde FETÖ'nün izine rastlamak mümkün. Bu cinayetlerin pek çoğunda parmağı olan kişiler ya FETÖ tutuklusu ya da firari! Gülen ve cemaati bu devletin ve milletin başına sarılmış en büyük belalardan biriydi; tehlike henüz geçmiş sayılmaz. Fetullah Gülen yaşadığı sürece devletinde milletin de hazırlıklı olması şart!