17 Aralık Darbesi’nin Türkiye ekonomisine maliyeti 200 milyar lirayı geçmiş.
Halkbank’ın ve genel olarak Türkiye’nin itibarının sarsılması yüzünden Kürdistan petrolleri parasının ABD’ye akması da cabası.
Döviz hızla yükseliyor, avro veya dolar cinsinden borcu olan şirketler imdat diyor; böyle devam ederse iflas furyası başlayacak.
Zaman ayarlı soruşturma bombalarının yol açtığı korkunç zarara Türkiye’nin düşmanlarıyla beraber siz de seviniyor musunuz?
Seviniyorsanız niye seviniyorsunuz?
Başbakan Erdoğan darbe yedi diye mi?
Erdoğan, gittiği her yerde el üstünde tutuluyor hala.
AK Parti’de yeni bir idealizm rüzgarı esiyor.
Efkan Ala’nın içişleri bakanlığına getirilmesi, hükümete karizma kattı.
Karizması çizilen, cemaat oldu.
Fethullah Gülen, cemaat liderliğini aşıp toplumun ortak değeri haline gelmişken, şimdi toplumda öfke ve alay konusu oluyor.
Youtube’da beddua, “Bir baba hindi”, Fethullah Gülen/Recep İvedik videolarının bini bir para.
Bu daha başlangıç.
Kriz derinleştikçe, ilk şaşkınlıklar atlatılıp komplonun mahiyeti ve boyutu iyice ortaya çıktıkça, tepkiler öyle büyüyecek ki, onyıllar boyunca ince eleyip sık dokuyarak kazandığınız saygınlıktan geriye eser kalmayacak.
Bütün o güzel söylemleriniz, bütün o güzel faaliyetleriniz, Türkiye’yi batırmak isteyen şer güçlerin işbirlikçisi imajının ve elbette o akıl almaz bedduanın altında ezilip gidecek.
Erdoğan ve arkadaşları, Türkiye’yi pek çok krizden çıkardıkları gibi bu krizden de çıkarırlar inşaalah.
Ama böyle devam ederseniz, liderlerinizin böyle devam etmelerine izin verirseniz, cemaatinizi krizden çıkarmak mümkün olnayabilir.
Biz Erdoğan’ı yeri geldiğinde nasıl eleştirebiliyor ve uyarabiliyorsak, siz de Fethullah Gülen’i, imamlarınızı, ağabeylerinizi eleştirip uyarabilmelisiniz.
Kutsiyet atfetmeyin onlara.
Basiretlerinin bağlandığını görün ve irşad edin onları.
Çok geç olmadan, hatalarından dönmelerini sağlayın.
Ve deyin ki onlara: Devlet işlerini yüzümüze gözümüze bulaştırdık, bırakalım bu işleri; tertemiz nur talebeleri olalım yeniden.