Aşırı hırs, kibir ve kendini akıllı alemi aptal sanmak bir insanı ne hale düşürür?
Bakınız Ekrem İmamoğlu!
İmamoğlu'nun arkasında "Her şey güzel olacak" diye vokal yapan ünlülerden eser yok şimdi. "Parasıyla değil mi" diyeceği bir kampanya yürütüyor. "İstanbul nimet nimet" derken İstanbul'un parasını kendi ikbali için kullanacağını tahmin etmiyordu çok kişi. Ama o kadar aleni yaptı ki bu işleri bence artık Murat Ongun bile "Abi çok olmadı" mı diyordur.
Geçen hafta peş peşe çıktığı televizyon röportajlarında, sadece verdiği hiçbir sözü tutmadığını değil artık hırsı ve kibrini de yönetemediğini gördü tüm Türkiye.
Resmen dile düştü; "Hatırlamıyor" herkesin dilindeki replik oldu. Düşünsenize; bir önceki seçimdeki vaadini hatırlamamak ne demek, yalan söyledim, kandırdım sizi demek. İyi de şimdi hangi yüzle yeni vaatlerden bahsedeceksiniz. 5 yıl sonra bunlar için de "Hatırlamıyorum", "Zorlamayın bak, üzülüyorum" mu diyeceksiniz.
Gazeteci soruyor,
-"Denizaltıyla kent içi yolculuk demiştiniz. Bunları sizin broşürden aldım. Hatırlıyor musunuz?"
-"Denizaltıyla kent içi yolculuğu, hatırlamıyorum."
-"İstanbul'a 22 şehir tiyatrosu yapacağım"
-"Biz sayı vermedik. Hatırlamıyorum."
Başka bir programda kendisine beş yılda 100 bin konut vadetmiştiniz diye soruluyor. "10 bin konut dedim" diyor.
Bunun ne kadarı kentsel dönüşüm ne kadarı yeni konut üretimi diye sorulunca da
"Valla hatırlamıyorum, ben onları önüme almadım. Yanlış bir şey söylerim, bu beni bağlar" diyerek karşılık veriyor.
Engellendim yalanına da artık kimse inanmıyor. İstanbul, pek çok ülkeden daha büyük bir nüfusa ve bütçeye sahip. İmamoğlu'nun tabiriyle nimet nimet!
Vaatlerinizi nasıl gerçekleştireceksiniz, kaynağı nasıl üreteceksiniz diye soranlara diyordu bunu.
"Her yıl 20 bin konut yapacağız" kendi ifadesi, video kaydı var, yapmalıyız değil yapacağız diyor. "İstanbul'u beş yılda depreme hazır hale getireceğiz" sözü de kendisine ait. Beş yılın sonunda bir yıllık vaat bile gerçekleşmiş değil.
15 bin sosyal konut üretecekti, o da yok.
Ulaşım sorununu tümden halledecekti. 2019'da İstanbul'un trafik yoğunluğu yüzde 40'lardaydı, şimdi ise yüzde 62-64.
Trafik yoğunluğu bir yana toplu taşıma ile seyahat tam bir çileye dönüştü. İnsanlar iş çıkış saatlerinde sığabildikleri bir metrobüs denk getirmek için duraklarda ortalama yarım saat bekliyor.
"Metro hattını 2 katına çıkaracağız" demişti. Fakat bir tek metro hattı projesi başlatmadı. Ben yaptım dediği metroların tamamı AK Parti döneminde yapımına başlanmış projeler. Bunların önemli bir kısmının zaten yarıdan fazlası yapılmıştı.
İmamoğlu bu süreçte kendi yapmadığı projeleri, kendi yapmış gibi açtı.
Bu işi o kadar abarttı ki İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe buna bir de ad koydu; "Guguk Kuşu Siyaseti" dedi. Hazıra konma siyaseti yani. Başkasının yaptığını kendine mal etme.
İBB'nin en az maliyetle çalışan şirketi olan İSPARK'ı zarar eder hale getirdi. 100 bin araçlık kapalı otopark yapacağız" demişti, bir tek şehir içi yer altı otoparkı üretmedi.
Yeni şehir otogarları yapacağız demişti, şimdi billboardlarda ve tv reklamlarında Esenler Otogarı'na yaptıkları birkaç düzenlemeyi pazarlıyor. Yine kendisinden çok reklamına para harcanan üstün bir hizmet daha!
Yatırım bütçesini düşürerek, deprem bütçesinden çok reklam bütçesi kullanarak ancak böyle oluyor demek ki.