KEYİFLİ iftar sofralarında, uzun zamandır görüşemediğimiz dostlarımızla bir arada olmanın hazzını yaşarken, ibadetin insana kazandırdığı maneviyat ve iç huzuruyla da zenginleşiyoruz. Yaradılış amacımıza uygun olarak, asıl başarmamız gereken nefsimizi eğitip, terbiye edebilmek. Nefis terbiyesinde ibadetlerin bize kattıkları yadsınabilir mi?
Oruç tutarken yaptığımız da bu değil mi?..
Hayat sınavlarla dolu. Bu sınavlarda doğru cevabı bulmak, olayları akıl, mantık, vicdan süzgecinden, benliği katmadan geçirmekle mümkün. Bu nedenle nefsimizi terbiye ettiğimiz oranda basiretli kararlar alıp uygulayabilir, hem kendimize hem de çevremize faydalı olabiliriz.
Suriye’nin kuzeyindeki PKK terör örgütüyle PYD’nin işbirliğini, zahmetsizce toprak edinimlerini ve gelişmeleri yakinen takip ediyoruz. Önümüzdeki yıllarda PKK, taşeronu olduğu ülkelerle ilişkilerini ve uyuşturucu ticaretindeki hâkimiyetini Suriye’den daha iyi yöneteceğini düşünüyor. Bu yapılanmayı sağır sultan bile duymuşken, birtakım çevrelerin bu işbirliğini sanki Kürt halkının yapılanmasıymış gibi göstermeye çalışmaları nasıl açıklanabilir.
Besar Esad’ın kişisel çıkarları için veya gücün esiri olduğu için veya her ne dersek diyelim yaptıkları mı daha kötü yoksa sözde Kemalistler’in Kürtler’in bağımsız devlet kurma yönünde ilerlediklerini söyleyip Güneydoğu’yu feda etme arzuları mı?
Nefislerini terbiye etmeden konuşan insanların zelil durumu...
Maalesef kendisine saygısı olmayanın başkalarına da saygısı olmuyor. Nefsini eğitmezsen eğer gücün esiri olur, güçlerin esiri olursun. Konuştuğunu kulakların duymaz. Kendini buğday ambarında sanır el kesesinden iyilik etmeye çalışırsın. Hatta işi daha da ileriye taşır yaşadığı toprakların bir parçası Güneydoğuyu bile feda etmeyi diline alır, alabilirsin...
Kontrolsüz güç, güç değildir, kontrollü bir şekilde maddi ve manevi değerleri ellimizde tutabilmemiz içinde nefsi terbiye etmek şart. Bu nedenle ibadetler çok kıymetlidir. Neyi niçin yaptığımızı bilmekte. Esad’ın muhalif güçlere karşı savaş halinde kimyasal silah kullanacaklarını söylemesi nefsini eğitmemiş bir insanın eline kimyasal silahların kontrolünün verilmesinin tehlikesini tüm çıplaklığıyla ortaya koymuyor mu?
Önemli olan gücün esiri olmak değil, gücü kendine esir yapabilmektir...