Son 22 yıllık hükümetlerin bu ülkeye birçok alanda çağ atlattığını biliyoruz.
Bunlardan biri hiç şüphesiz savunma sanayiidir.
Savunma sanayiindeki yerliliğin yüzde 20'lerden 80'lere çıkarılmış olması devletimizin/milletimizin güvenliğini sağlaması bakımından önemli olmasının yanı sıra dış politikada ve ekonomide de gücümüze güç katmaktadır.
2023 yılında kendi ihtiyacımızın karşılanmasının ötesinde bir önceki yıla oranla yüzde 27 artarak 5,5 milyar dolarlık ihracat yapılmış olması, savunma sanayiinin ekonomiye ne denli katkıda bulunduğunu göstermektedir.
Bu aynı zamanda teknolojideki gelişmeyi göstermesi açısından da önemli ipuçları vermektedir.
Savunma sanayiindeki başarıları medyada sık sık haber olarak okur izler ve dinleriz.
Bu alanda kimi özel teşebbüslerin yayın yaptığını da biliyoruz.
Ancak bu Eylül ayından itibaren, Türkiye'de ilk defa bir medya grubunun kurumsal anlamda savunma, güvenlik, strateji ve teknoloji ağırlıklı bir dergi çıkarmaya karar verdiğini görüyoruz.
Savunma sanayii, strateji ve teknoloji odaklı aylık bir dergi olarak yayın hayatına atılan SAVTEK Türkmedya tarafından yayın ailesine katılmış.
1987-90 arasında üç sene mevsimlik bir dergi olan İslami Edebiyat'ın, 1994-98 arasında 4 sene aylık aile dergisi Sena'nın ve 1990-2000 arasında10 sene haftalık Yörünge dergisinin sahipliğini ve yayın yönetmenliğini yapmış biri olarak SAVTEK'i görmez ve ilgilenmezsem ayıp olurdu.
Aslında önemli olan içeriktir. Ancak zehrin bile altın kupada sunulduğu gerçeğini göz önünde bulundurursak şekil günümüzde daha bir önem kazanıyor.
İçeriği okutan ilgi uyandıran da hiç şüphesiz ürünün şekli ve sunumudur.
O yüzden SAVTEK'in şekil sunum ve malzeme kalitesi açısından ben buradayım diye haykıran bir özelliğe sahip olduğunu hemen belirtmiş olayım.
30x23cm ebadında, 98 sayfalık derginin, kalite açısından Amerikan ciltli, kuşe kağıda basılmış tamamı renkli olarak sıradan bir ürün olmadığı fark ediliyor.
İşin uzmanı olarak söylüyorum, tasarım olarak bir ustanın elinden çıktığı kesin.
Sayfaları çevirerek bir kusur bulmaya çalıştım, bulamadım.
Dolayısıyla görsel yönetmen Çağla Kaçmaz'ı tebrik ederim.
Sadece kapak dosyası gibi bir iki sayfanın müellifinin yazılmamış olması dikkatimi çekti hepsi o kadar.
Bir de kapaktaki SAVTEK logo çalışması gerçekten özgün bir çalışma olmuş. Yalnız S ile A arasına yerleştirilen, iç sayfalarda da kullanılan kırmızı yıldız tasarım olarak başarılı ancak kimi sol ideoloji grupları çağrıştırdığını not düşmüş olayım!
Zarfı beğendim.
Mazrufa gelince doğrusu gelişmeleri derli toplu takip etme imkânı verdiği için öncelikle savunma sanayii alanının tercih edilmesini fevkalade önemli buluyorum.
Çünkü bu alan artık Türkiye'nin parlayan yıldızıdır. Düzenli ve derli toplu bir şekilde kurumsal olarak kamuoyunun bilgilendirilmesi önemli bir boşluğu dolduran değerli bir tercihtir.
Sadece tercih değil büyük fedakârlıktır. Çünkü böyle bir derginin bayi veya abone geliriyle kendini finanse etmesi mümkün değildir. Mutlaka desteklenmesi gerekir. Bu açıdan Türkmedya grubunun bu sorumluluğu üstlenmesi tebriki hak eden büyük bir fedakârlıktır.
İçeriğe tekrar dönecek olursak, kapak tercihi ve zamanlaması dört dörtlük olmuş. Mavi Vatan konusu kapağa taşınarak masal diye tahfif edenlere güçlü bir medya sillesi indirilmiş..
'462 bin kilometrekare ile Karadeniz, Adalar Denizi(Ege) ve Akdeniz'deki deniz yetki alanlarını kapsayan Mavi Vatan'ın Türkiye'nin denizlerdeki hak ve çıkarlarını daha etkin bir şekilde savunma gerekliliğine odaklandığı anlatılmış.
Kullanılan fotoğraflar işlenen konuyu görsel olarak destekleyen başarılı bir tasarımla değerlendirilmiş.
M. Mustafa Türkmen'in Geleceğin silahı elektromanyetik top, Sessiz ve derinden reis sınıfı denizaltılar ve Ertuğrul Firkateyni çalışmaları; Kübra Akgül'ün Denizlerin tufanı: Çağrı Bilir'in Küresel Suikast alarmı; Sadık Bilici'nin SİHA'dan SİDA'ya geçiş ve Mavi Vatan'a milli savaş sistemi yazıları: Cem Kerpiççiler'in 'Dünya MİT'e güvendi': Koray Şerbetçi'nin 'Bir ideoloji olarak Siyonizm' gibi okunası sayfaların tamamını saymaya yerim müsait değil.
Hafta içinde 24 TV'de katıldığım programın konuklarından olan derginin yayın koordinatörü Özlem Coşan hanım ikinci sayının 150 sayfa olarak hazırlandığını haber verdi.
Tabii ki böyle bir kadroyu yönetip böylesi kaliteli bir ürününün çıkması için başta işi bilen bir yayın yönetmeninin oturuyor olması gerekir.
O koltukta 23 yıl orduda görev yapmış, Savunma Kaynaklarının planlanması ve yönetimi ' ve 'demokratik sivil asker ilişkileri' üzerine akademik kariyer yapmış, TSK'nın önemli modernizasyon projelerinde yönetici olarak çalışmış olan ekranlardan da tanıdığınız Yusuf Alabarda var.
SAVTEK'in Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Alabarda kardeşim o kaliteyi sağlayacak birikim tecrübe ve beceriye sahip biri olarak tebrik ve teşekkürü fazlasıyla hak ediyor.
SAVTEK hayırlı olsun.