Avrupa kupalarına katılma mücadelesiydi artık Trabzonspor’unki. G.Saray’da Hamza hoca ve oyuncuları ise üç puan alarak maç fazlasıyla liderlik koltuğuna oturan Beşiktaş’tan zirveyi geri almanın hesaplarını yaparak çıktılar Avni Aker’de.
Maça iyi başlayan taraf Bordo-Mavililer’di. İlk yarının son 5-10 dakikası hariç oyunun hakimi Trabzonspor’du. İlk 30-35 dakika çok pasif, isteksiz ruh gibi bir bir Galatasaray vardı sahada. Bordo-Mavililer şok pres yapıp hızlı hücumla Özer’le golü buldular. Trabzonspor coşkulu, arzulu ve yüksek konsantrasyonda çıktı maça. Özellikle orta alanda müthiş bir pres yaptılar. Bu pres sahanın her bölgesindeydi ve Galatasaraylı her oyuncuya ikili, üçlü baskı yaptılar. Bu durumda Galatasaraylı oyuncular ne verimli pas yapabildiler ne de yüzlerini Trabzonspor kalesine döndürebildiler. Trabzonspor’un 4’lü orta saha oyuncuları, topla mesafe katedebilen Erkan , Özer, Mehmet ve Deniz oyuna ağırlıklarını koydular. Bunlara bir tek ayak uyduramıyan Cardozo’ydu.
Galatasaray sanki gazozuna maça çıkıyormuş havasındaydı ki, hiç bu kadar vites düşürmemişlerdi. Akılda kalan bir tek pozisyon vardı o da ilk yarının sonunda Emre’nin direkten dönen şutunda Burak’ın zoru yaparak topu dışarı atmasıydı. İlk yarıda Trabzonsporlu oyuncular ne kadar iştahlı ve arzulularsa ikinci yarıda tam tersi, o takım gitti başka takım sanki sahaya indi ve oyun terse döndü. Galatasaray geride olmanın etkisiyle ikinci yarıda oyunun kontrolünü tamamen ele geçirdi. Emre’nin attığı golle skorda eşitliği de sağladı. Ancak Galatasaray ikinci golü ararken beklemediği bir anda golü yine kendi filelerinde gördü.
Galatasaray takımının bu seneki en tuhaf ve bilinen özelliği giden maçları geri döndürememe olayı.. Yine Trabzon’da karşımıza çıktı. Artık geri kalan maçlarda buna bir çözüm bulunmazsa şampiyonluk hayal olur.