Uzun sürmesi, ağır seyretmesi ve çok kişiyi etkilemesi nedeniyle son günlerde gazetelerin sağlık köşelerinden, siyasi yorum köşelerine kadar yazarların başlıca gündemi grip salgını. Tedavi yaklaşımları farklı; tavuk suyu çorbadan tutun meyve sebze suyu karışımlarına kadar geniş yelpazede öneriler var. Hastanelerin acilleri ise dolup taşıyor. “Bizimki Domuz gribi olmuş, sizin ki?” Etkin bir virüs karşıtı ilaç bulunmadığı için, ya oseltamivir etken maddesi taşıyan ilaçlar reçeteleniyor (ilk iki gün içerisinde kullanılmaya başlanmadıysa etkisiz olacağı, yani boşuna alınmış olacağı biliniyor) ya da gelişi güzel antibiyotik tedavisi uygulayanlar var. Aslında bu tedaviler Nasrettin Hoca’nın Akşehir Gölü’ne yoğurt mayalaması gibi “ya tutarsa” mantığı ile uygulanıyor; etkisi sınırlı, hastalık süresini belki 1-2 gün kısaltabiliyor. Çözüm ne?
VİRÜS HÜCREYE GİRMEDEN...
Yazılarımda sıklıkla vurguladığım üzere, yine bir Nasrettin Hoca hikâyesinde olduğu gibi “testi kırılmadan” önlemi alınmalı. Bence insanlar kendi sağlıklarını bir ülke ekonomisi yönetir gibi akılcı ve tabi aşırılıklara kaçmadan yönetebilmeli. Eğer daha önceden belirli süreler ile kürler halinde uygulamayı ihmal ettiyseniz, şu an uygulanacak beta glukan gibi bağışıklık sistemi destekleyici ilaçların kısa sürede sizi koruyabilecek bir etkinlik sağlaması zor. O halde virüsün hücre içine girmesini engelleyecek anlık önlemler uygulanmalı.
Bindiğiniz toplu taşıma araçlarında birçok kişi aksırıp tıksırıyor ya da yanınıza oturuyor, kalabalık içerisinde hastalarla istemeden de olsa bir yakınlaşma içerisindesiniz. Zaten havalandırma sistemi içerideki havayı diğerlerine de dağıtıyor. Ya da hastalık eşiniz, çocuğunuz, yakınlarınız tarafından evinize getirildi; kaçış yok! Ne yapmalı?
BOĞAZ SPREYİ TAŞIYIN
Propolisli boğaz spreylerini cebinizde taşımanızı öneririm. Boğazınıza sıkarak anlık önleminizi alabilirsiniz. Eve ya da iş yerine gidince ise hemen bir poşet adaçayı ve bir poşet ıhlamuru bir kupa bardak sıcak su içerisine koyup, şekersiz olarak, güvenilir marka bal ile tatlandırarak için. İçerisine karanfil tomurcukları atmanız mikrop öldürücü etkisini artıracaktır. Şeker ya da glikoz ile hazırlanmış bal mikropların gelişmesi için gerekli enerjiyi sağlayacağından önermem. Bu çay uygulamasını gün içerisinde 4-5 defa tekrarlamanızda yarar görüyorum.
Sabahları kalkınca taze zencefil rizomundan bir parça rendeleyip yine güvenilir marka bal ile karıştırarak bir çay kaşığı ağzınızda çiğneyin. Ardından hemen su/çay gibi içecek içmeyin ki boğazınızda etkisini göstersin. Kış boyunca sabahları bir çay kaşığı çörek otunu toz edip aç karnına yutun. Bağışıklık sistemini desteklemek için çoluk, çocuk, herkes için uygun.
Eğer halen hastaysanız; bu durumda yukarıda bahsettiğim uygulamaları yapmanız virüs nedeniyle vücudun zayıf düşerek bakterilere yenik düşmesini önleyebilecektir. Ayrıca piyasada eczanelerde satılan ve virüsler üzerinde etkili olabilen bazı bitkisel ilaçlardan da yararlanabilirsiniz; mürver meyvesi şurubu ve Afrika sardunyası damlası, başlangıçta ilk üç gün önerilen miktarın iki misli olarak uygulayın. Tabi herkesin tekrarladığı gibi bol sıvı ve iyi beslenme hastalık şikâyetlerinin hafifletilmesinde yararlı olacaktır.
Grip salgını için herkes bir şeyler söylerken benim sessiz kalmam olmazdı, sanırım! Bunlar da benim önerilerim.