1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü yazmak için oturmuştum ancak arşivime bakarken, Kılıçdaroğlu'nun seçim şarkısı kulağıma geldi. Sana söz baharlar gelecek... Acaba hangi bahar?
Graham Fuller'i bilmeyen yoktur bu coğrafyada. Eski CIA yöneticisi ve Rand Corp'un danışmanı Fuller, "Ilımlı İslam" projesiyle bilindi Türkiye'de.
Fethullah Gülen'i küresel projesinde kullanmak için ABD'ye götüren Fuller, Türklerin "Müslümanlık ve Türkçe" birikimlerini önce bölgeye sonra da dünyaya pazarlamıştı. Türklerde tasavvufla mayalanmış İslam anlayışını dünyanın her yerine sorunsuzca sokabilirdiniz. Türkçe ise özellikle Türk dünyası ve Balkanlar için bir anahtardı.
1990'dan 28 Şubat'a kadar laik aydınlar gizli bir el tarafından öldürülüyordu. Türkiye'de geleneksel kisveli, sakallı Müslüman tipi aşağılanırken ceket ve gömlek giyen Gülen, modern-laik ve liberal elitlere sempatik hale getiriliyordu.
Hareket 1990'larda medyada görünür kılındı 28 Şubat'ta ise diğer dini hareketlerle iyice ayrışmıştı. 1998'de Graham Fuller tarafından ABD'ye götürülen Gülen küresel bir aparat haline getirildi.
Graham Fuller, Arap Dünyasında da mevcut rejimleri kontrol altına alabilmek için İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) Hareketi'ni ateşe sürükledi. Arap liderleri demokrasiyle terbiye etmek ve planı Tunus, Libya, Mısır, Cezayir, Suriye gibi ülkelerde desteklendi. Zamansız ve zeminsiz gelişen sokak hareketleri, İslam ülkelerinde kargaşaya ve kan dökülmesine sebep oldu.
ABD'nin Kürtlerle ilgili planının mimarlarından olan Graham Fuller aynı zamanda Irak uzmanı. Irak'ın işgali sonrası yaşanan süreçler ve Pjak, PKK gibi farklı ülkeleri tehdit eden yapıların dizaynında aktif rol aldı. Bu meselede iki kitabı var ve başka bir yazıda uzun uzun değinebiliriz
Fuller'den Sol'a çağrı?
2012 yılının Nisan ayında Radikal Gazetesi'nde bir yazı çıktı. Graham Fuller'in sol hareketlere verdiği mesaj dikkatlerden kaçtı. "Türkiye'nin kesinlikle daha İslami olmasını önermiyorum. Benim kişisel hissiyatım Türkiye'de daha çok sol hareket görmek isterdim. Çünkü bence en büyük ihtiyaç bu."
Graham Fuller'e bazı solcular ilginç tepki verdiler. Tepki verenler arasında Alper Taş, Ertuğrul Kürkçü, Kemal Okutan gibi isimler, "Solu ağzına almasın" mealinde cevaplar verdiler.
Türkiye'de bizzat Erdoğan'ın Gülen hareketiyle hesaplaşmasını daha önceki tarihlere (2010) götürebilirim. (Ak Parti elitlerinin Gülen tehlikesini fark etmesi Erdoğan'dan daha sonradır. Bunun sosyolojik sebepleri ve arka planı başka bir yazı konusu olacaktır) Ancak 7 Şubat 2012 MİT krizi herkesin kabul edeceği kesin bir tarihtir.
Graham Fuller'in, "Türkiye'de daha çok sol hareket görmek isterdim" ifadesi marjinal sol partilerde karşılığını bulmuş olmalı ki çok geçmeden Gezi Parkı olaylarında (28 Mayıs-30 Ağustos 2013) enteresan bir pankart çeşitliliğine rastladık.
Türk gençlerinin neredeyse hiç duymadığı tabelasını görmediği bu partiler, o günlerde Gezi Parkı'nda gençlerle buluştu. Ancak bu hareketlerin neredeyse hiçbiri 80 öncesi örgütsel yaklaşımda değillerdi. Saksıda çiçek yetiştiren, rock konseri düzenleyen, birlikte yemek yapan gençler vardı bu sefer. Soljenitsin, Rosa Luxemburg ve Neo Marksistlerin yeşillendirdiği yeni bir sol geliyordu. Soyunma eylemi yapan kadının ses getirdiği Gezi'de LGBT'nin, çevrecilerin, feministlerin eylemleri mutsuz orta sınıf gençlere cazip gelmişti. Gezi Parkı direnişi ağaçtan başka bir yere evrilmiş ve Atatürk-Öcalan posterlerini yan yana taşıyan gençler ortaya çıkmıştı.
Bir gece ansızın çadırları basan polisler hiç gerek yokken aşırı şiddet uygulayarak gençlerin canını yakmışlardı. Polis teşkilatındaki Fethullah Gülen tesiri ise ne yazık ki çok sonra anlaşılacaktı.
Gezi Parkı eylemcilerini temsilen Platform, Taksim'deki inşaata karşı çıkıyor ve 3. Köprü, Havalimanı, Kanal İstanbul projelerinin yapılmasını istemiyorlardı.
Gezi Parkı eylemlerinde kimler vardı; Taksim Dayanışma Platformu, Halkevleri, Kolektifler, SODAP, ESP, CHP, BDP, HEPAR, TKP, EMEP, Yeşiller, ÖDP, SDP, LDP, Emek ve Adalet Platformu, LGBT, Feministler, TMMOB, DİSK, KESK, Tabipler Birliği....
Gezi Parkı'nda görünür olan partiler daha sonra ODTÜ Vişnelik Toplantısında karşımıza çıkacaklardı. Birleşik Haziran Hareketi diye adlandırılan bu hareket iktidara karşı Anti-Faşist Cephe oluşturma kararı aldılar. Hareketin kuruluş metnine imza verenler: Alper Taş, Erkan Baş, Merdan Yanardağ, Korkut Boratav, Oğuzhan Müftüoğlu (Dev Yol Kurucusu), Gün Zileli, Can Atalay. Destekleyen hareketler ise DİSK, Sol Parti (ÖDP), Komünist Parti, Halkın Türkiye Komünist Partisi, Emekçi Hareket Partisi, TKP 1920, Devrimci Hareket, RED, SODEV, TMMOB, Tabipler Odası...
25 Haziran 2015'te Türk basınına bir açıklama düştü. PKK'nın Kandil'deki liderlerinden Ali Haydar Kaytan, HDP bileşenlerinin çoğaltılması gerektiğini belirterek, "ÖDP'nin ve Birleşik Haziran Hareketi'nin de yeri aslında burası" dedi. "HDP projesinin yaşamsallaşması için tüm bileşenlerinin bundan böyle en aktif bir biçimde çalışması gerekecek. Politik ve ahlaki toplum gerçeğine bağlı kalındığı müddetçe her türlü farklılık HDP içerisinde kesinlikle kendisine yer bulabilir. Sonuna kadar ısrarla bağlı kalınacak ilke, kırmızı çizgi budur."
14 Mart 2016'da Duran Kalkan'ın bir yazısı gündeme düştü. PKK'nın Kandil'deki yöneticisi Duran Kalkan, Yeni Özgür Politika'da Selahattin Erdem adıyla yazmıştı. HDP'nin de ÖDP ve Birleşik Haziran Hareketi'ni yanına çekmeye çalıştığını söyledi. Kalkan, "Bir yandan Halkların Demokratik Kongresi-HDP'nin ÖDP ve Birleşik Haziran Hareketini kendi yanına çekerek Barış ve Demokrasi Bloğunu büyütme çabası, diğer yandan ise on devrimci örgütün güçlerini Halkların Birleşik Devrim Hareketi'nde birleştirerek mücadele etmek istemesi, söz konusu bu ortama ve sürece müdahale etme çabası anlamına gelmektedir" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu'na, "Sana Söz Baharlar Gelecek" şarkısını veren ajans, Türk Baharını isteyenlerin talebini yerine getirmiş. Masum duygularla yazılmış bir şarkının birçok örgütü bir araya getirecek derin mesajlar içerdiğini kim bilebilirdi?
Şimdi karşımızda Graham Fuller'lerin yıllar önce dizayn ettiği bileşke var. Yedili Masa'daki Fetöcü adayları ve İhvancıları ise okuyucu bulsun. CHP aday listesinin en tepesinde duruyorlar.
Türk Baharı isterken, CHP Baharına dönmesin bu plan Kemal Bey?