Biliyor musunuz, soğan doğramak gibi nedenlerle dökülen gözyaşının içeriği, duygusal nedenlere bağlı olan ağlamalardan farklıymış? Duygusal nedenlerle akıtılan gözyaşı sayesinde stres sonucu biriken maddeleri vücudumuzdan atıyormuşuz. Bu konuda çalışmalar yapan Dr. William Frey, insan gözyaşında, vücutta çok birikirse sinir sistemi üzerinde toksik etkiye yol açabilen manganez de bulmuş. Ben de tüm bu araştırmalardan Aletha J. Solter’in Çocuğunuza Kulak Verin adlı kitabı sayesinde haberdar oldum. Doğan Kitap’tan “2-8 yaş arasındaki çocuğunuzun sorunlarına kalıcı ve yaratıcı çözümler” altbaşlığıyla çıkan bu kitap, Elvan’ın ağlama nöbetlerine çare ararken elime geçti. Okudum, uyguladım. Etkisini de görünce sizinle paylaşayım istedim. Hatırlarsınız, kızımın istediği şeyleri ağlayarak ifade etmesinden bana göre ‘durduk yerde’ ağlamaya başlamasından bahsetmiştim birkaç kez. “Ağladığında ne dediğini anlayamıyorum. Biraz sakinleşir misin?” cümlesiyle özetlenebilecek bir tavır sergiliyordum. Kızım da kendini tutmaya çalışıp ne hissettiğini anlatıyordu. Meğer bu çok doğru bir yaklaşım değilmiş. Solter “Çocukların rahatsız edici deneyimlerinin etkilerinden kurtulup kendilerini iyileştirmek için ağlayıp öfkelenerek acı veren duygularını ifade etmeye ihtiyaçları vardır. Ağlamak, acı çekmekten kurtulma sürecidir ve çocuklar gözyaşı dökme özgürlüğüne kavuşmadıkça kendilerini daha iyi hissedemezler” diyor. Ağlamanın bir zayıflık işareti olarak yanlış değerlendirildiğini de ifade ediyor. Öfke nöbeti teriminin “gözyaşlarıyla birlikte ortaya çıkan ve yıkıcı olmayan ani kızgınlık tepkilerini” kapsadığını da belirtelim. Kendine ve başkalarına acı veren davranışların engellenmesi gerekiyor çünkü...
Solter’İN ÖNERİLERİ
-Öfke nöbetlerinden vazgeçirmeye çalışmak, duygusal kabızlığa, duyguların içe atılmasına yol açar.
-Çocuk evde ne kadar kendisi olur ve bütün duygularını açıkça ifade ederse, dışarıda başkalarına o kadar ‘terbiyeli’ görünür. Çocukların her yerde sakin olmalarını beklemek gerçekçi değildir.
-Gülmek, çocukların korku, öfke, utanç, güvensizlik, güçsüzlük gibi duygularıyla başa çıkmalarına yardımcı olacak bir gerginlik boşaltma mekanizmasıdır ve ağlamak kadar önemlidir.
-Çocuğunuzun ağlamaları size, çocuğunuza gösterdiğiniz ilgiye ve ona verdiğiniz güvene bir armağandır.
-Bütün acı verici duygularını açıkça ifade etmelerine izin verilen çocukların mükemmel bir öğrenme ve düşünme kapasiteleri vardır ve bu yetenekleriyle başkalarını şaşırtabilirler.