Kelimelerin sahibi siz değilsiniz lakin sizin leş sözlüğünüze vakıf olmamak bizim şanımız. Bir deli bir su birikintisine taş atar, çamuru 40 kişinin üzerine sıçrar. Çamura karşı sileceklerimiz, silmeye çalıştığınız hafızamız kadar sağlam.
Çiğnenmiş sakız partisinin fal müdürü, ağzına birkaç kelime dolamış. Sözde, özde .. falan filan . Ben bu adama cidden acıyorum. Uçan balon bile gaza geldiğinde hedefini göğe koyar, uçmak ister lakin bu adam gaza geldikten sonra sönüyor. Devamını getirecek bir ufka sahip değil.
Acıyorum evet, alçakların yükseklik korkusu olan Erdoğan’ın karşısında ne yapacağını bilemediği için muhalefet olamıyor. Duruşu olmayandan karşı durmayı da bekleyemezsiniz. Duruşu yok, büzüşüyor, ajans sıcaklığında genleşiyor. Dile hakimiyeti, frensiz bir kamyonda direksiyon hakimiyeti gibi.
Cumhurbaşkanını kültürle vurmaya çalışıyor, düşünebiliyor musunuz kültürü mantarda görmüş bir adam, bu ülkeye “Namussuz siyaseti getireceğiz diyen şey” kültürle vurmaya kalkıyor.
İstiklal’in manasını bilmiyor, Maraş dediğiniz zaman faraş anlayan, Mersin’i Güneydoğunun incisi ilan eden adam kültür diyor.
“Şiir” diyor bir de. Bir tarafı Necip Fazıl, diğer tarafı Akif, kalbi Nuri Pakdil, heybeti bir Sezai Karakoç dizesi olan lidere şiir okumuyor diyor.
Merhameti Zarifoğlu cümlesi olan bir lidere söylüyor bunu.
Ciddi söylüyorum zavallılığın külliyatını edebiyatımıza kazandıran bu zihinsel rüküş; feraset şıklığı tartışılmaz lideri çok çalıştığı yerlerden vurmaya çalışıyor.
Muharrem İnce’nin çıkmışsın yenmiş dediği kabak çekirdeğisin bunu kabul et artık.
Kültürle, şiirle, adamlıkla , hakikatle arana koyduğun mesafe, mensubu olduğun partinin iktidar olma ihtimali kadar.
Var düşün artık, uzak mısın yakın mısın?
Sözde Cumhurbaşkanı diyerek, efelenme panitajların halk partisinin hareketi değil, senin bağırsak hareketin bence.
Kabul et, bilmiyorsun.
Çünkü sen hiç Dünya 5’den büyüktür demedin . Diyemezsin çünkü söz konusu 5’in ne olduğunu bilmiyorsun. Beş çayı mı, beş kağıt mı, beş heykel mi .. Hangi beş diye sorarsın sen ?
Düşünsene , hangi tepsiye devrilsen ortası hamur kalansın çünkü çiğsin sen. Hangi ülkenin muhalefeti olduğunu bilmiyorsun.
Sen de haklısın aslında.. Bir çocuğun en içten dileği olmadın, sana hiçbir çocuk “ Kemal Dedeeee” diye seslenmedi. Hiçbir çocuk seni zorla kolundan çekerek evine çay içmeye götürmedi.
Dilinde dualarla gelen Nur yüzlü bir teyze, sana kendi elleriyle ördüğü eldivenleri hediye etmedi. Ellerin üşümesin oğlum diyerek ellerini kalbine götürmedi.
Var sen kendi leş cümlelerini sıçrat,
Özde sen ol, sözde sen;
Senin o zavallı bayat nefretin,
Hakikatin, mazlumların, annelerin, babaların evlatların Türkiye’nin “Gözde”si bir lideri durdurabilir mi ?
Sen fırtına kopardığını zannediyorsun lakin inan yaprak kıpırdamıyor.
Bir de namusun şerefin manasını soruyorsun.
Cevap veriyorum; Namus eksikliği senin o koltuğa oturma yöntemin, şeref eksikliği de o koltukta oturmayı sürdürmen...