Sabah Gazetesi’nin yazarlarından Yavuz Donat’ın Pazartesi günkü yazısında Mesut Yılmaz’dan aktardığı bir anekdot ders kitaplarına girecek, gençlere Türkiye’nin nereden nereye geldiğini gösterecek mahiyette: “Kenan Evren cumhurbaşkanı... Turgut Özal başbakan... Mesut Yılmaz dışişleri bakanı.
Evren'le ABD'ye gittik... Almanya'ya gittik... Mesut Yılmaz da vardı.
Bir gün... Mesut Bey, "Sana bir şey anlatacağım... Ama yazma" dedi... Yazmadım.
Yeri ve zamanı geldi... İşte Mesut Bey'in söyledikleri:
- Ne zaman dış politika ile ilgili bir konuda Sayın Cumhurbaşkanı'na bilgi versem... Yapacağımız bir şeyi söylesem... Hep aynı soruyu soruyor: 'Amerika'nın haberi var mı?. Amerika ne diyor?'”
Kenan Evren’e haksızlık etmeyelim, bu teslimiyetçi ruh, bu kölece bağlılık sadece Evren’e mahsus değildi. Kademe kademe olsa da Türkiye’de liderlik etmiş ve bürokrasinin en tepesinden en altına kadar birçok isim bu hâletiruhiye içerisindeydi. Bu rezil hâli de “Yüzü Batı’ya dönmek, Batı’yla beraber hareket etmek” gibi süslü cümlelerle perdelediler. Hatırlayalım, 15 Temmuz’da işgal kuvvetleri yayınladıkları bildiride Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Batı’dan kopmakla suçlayıp Batı’ya bağlılıklarını sunmuşlardı; Batı’yla hareket etmemek onlar için bir suç teşkil ediyordu!
Donat’ın Yılmaz’dan aktardığı anekdotla Türkiye’nin nereden geldiğini görmüş olduk. Şimdi de nereye geldiğini görelim. Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 füzelerini test etmesine tepki gösteren ve tehdit eden ABD’ye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cevabı: “Bu testler doğrudur yapıldı, yapılıyor ve Amerika'nın bu yaklaşımı kesinlikle bizi bağlamaz. Çünkü biz elimizdeki bu tür imkanların testini yapmayacağız da neyi yapacağız? Herhalde bunu da biz kalkıp Amerika'ya soracak değiliz. Dolayısıyla biz sadece S-400 değil, bunun dışında birçok hafif, orta, ağır silahlar bunların içinde Amerika'dan aldığımız birçok silahlar da var, bunların da testlerini yapıyoruz. Bundan sonra da yine aynı şekilde yapmaya devam edeceğiz. Bu arada tabii Yunanistan'ın elinde S-300'ler var. Bırakın testleri, kullanıyor. Oraya böyle bir şeyi Amerika soruyor mu veya söylüyor mu? Yok. Yani burada özellikle Rusya'ya ait bir silah olması demek ki bu beyefendileri rahatsız ediyor. Biz kararlıyız, yolumuza da aynı şekilde devam ediyoruz.”
Ey Ak Partililer, Türkiye’nin nereden nereye geldiğini uzun uzun anlatmanıza gerek yok. Şu iki tarihi levhayı karşılık sayfalara bastırın dağıtın, internette yayın. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dik duruşuyla Türkiye’nin nereden nereye geldiğini herkes görsün.
15 Temmuz şehidi aziz gönüldaşım Halil Kantarcı’nın, “Şöyle gönül rahatlığıyla “Amerika kim lan!” diyeceğimiz günler göstersin Rabbim” duasının kabul olduğu günlerdeyiz, hamdolsun!