Ligin son sıralarına demir atmış bir rakip vardı Galatasaray’ın karşısında. Karabükspor 12 maçtır kazanamıyor. Kötü gidişat nedeni ile takımın başına Yılmaz Vural getirilmişti. Fakat Yılmaz Vural’ın gelişinden sonra da 4 maçta galibiyet alınamadı.
Galatasaray kanatları Yasin ve Bruma, Telles ve Sabri ile yine Snejder’ın önderliğinde iyi kullandı. Selçuk ve Hamit orta alanda hem çok koştular hem de defans ve ofans arasındaki bağlantıyı iyi organize ettiler. Umut’u ilk yarıda çok az görebildim. Takımın yine en zayıf karnı defansı. Chedjou ve diğerleri uzaklaştırmalarda ve ilk müdahalelerde yine zor anlar yaşadılar. Sabri’nin olduğu sağ kanada Bruma destek vermeyince A.İlhan o bölgede etkili oldu. Allah’tan kalede Muslera var. 1-0 iken Erdem’in serbest vuruşunu çataldan çıkardı. Ancak bu defans her maçta gol yemeyi adeta alışkanlık haline getirmiş. Rakip atamazsa kendileri atar, Hakan Balta da öyle yaptı. Karabükspor, pas yüzdesi yüksek ve etkili kontraatak yapabilen bir takım. Ancak golcü bir oyuncuları yok. Bu da Karabükspor’un çok pas yapan değil, icraat takımı olması gerektiği gerçeğini bize hatırlattı.
Kaleci Abdulaziz’in ilk golde topu bir santrafor gibi Yasin’e indirmesi ve Snejder’ın frikiğini kapadığı köşeden yemesi kalecilik adına affedilmez.
2. yarıya da çok yüksek tempoyla başlayan taraf Galatasaray’dı. Orta alanı Hamit, Selçuk ve Sneijder’la çok çabuk geçtiler. İlk yarıda göremediğimiz Umut 59’da sahneye çıktı ve durumu 3-0 yaptı. Gelen gollerle birlikte Galatasaraylı oyuncuların moral motivasyonu arttı. Karabüksporlu futbolcular ise oyun disiplininden koptular. Son dakikalarda Karabükspor’un bulduğu iki gole karşı, fişi çeken Sneijder’ın golü oldu: 4-2.
Galatasaray, haftayı lider kapatarak Trabzon derbisine moralli gidecek ama bu defans beni her defasında huzursuz ediyor. Galatasaray’ın her maçta yediğinden 1 fazlasını atması şart.