İki takımın adam gibi futbol oynamaya başlaması için; ilk 40 dakikanın boşu boşuna geçmesi gerekiyordu. Devrenin son 5 dakikası, ancak bir derbiye yakışabildi.
Ondan önceki sürelerde, G.Saray oyunu kendi yarı sahasında kabul yor; Beşiktaş da rakibinin geriye yaslanmasından sağladığı avantajla, kendisine bıraktığı geniş alanlarda rahat top oynama fırsatları buluyordu. Bu nedenle, sanki daha baskılı göründü ama; sıfır pozisyonda kaldı. Hareket var, icraat yoktu... G.Saray kalesine sık gelişlerinin ürünsüz kalmasında, Semih'in neredeyse her pozisyonda kritik ve yerinde müdahaleler yapması büyük rol oynadı.
Devrenin son 5-6 dakikasına gelindiğinde; Sneijder ve Sosa'nın karşılıklı pozisyona girişi, macı seyredilir kılmaya başladı. O ana kadar durum; sıfıra sıfır, elde var sıfırdı.
* * *
Arada ilginç şeyler de olmadı değil... Demba Ba'nın pozisyonunda; yan hakemin uyarısıyla ofsayt çalan Çakır'a, Snejider'in "Sen niye görmüyorsun" diye sert bir çıkışı vardı. Karşı yan hakem Tarık Ongun da; Burak'ın pozisyonunda kendi de koşup oyunu devam ettirirken, sonradan ofsaytı farkederek ani frenle durup anca bayrak kaldırması, şaşılacak bir şeydi...
Bu sezonki Beşiktaş'ın kalitesi yükselen futbolcularından Sosa; derin iltifatlar ve övgüler almaya başladığından beri, ayağında çok çop tutmaya başladı. Eskiden "Arkadaşlarım ne yapabilir ya da onlara ne yaptırabilirim" diye düşünürdü. Şimdi "Ben neler yapabilirim" diye düşünmeye başladı. Bu yüzden topu ayağında fazla tutuyor ve top kaybına uğruyor.
* * *
İki takım ikinci yarıya hızlı, G.Saray ise golle başladı. Beşiktaş, iyi oynadığını sandığı anda geriye düşünce; dengesi ve siniri bozuldu. Veli'nin kırmızı kartı bu yüzden.. Savrukluğunu kısa sürede toparladı ama, istediği sonucu alamadı.