HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik ‘seni başkan yaptırmayacağız’ sloganını eleştirenleri ‘gizli Erdoğancılar’ diye nitelemesi parti içindeki muhalif sesleri susturma amaçlı.
Demirtaş o sloganı 7 Haziran seçimlerinden önce 17 Mart 2015’teki ‘tek cümlelik’ grup toplantısında söylemişti.
Demirtaş şimdi bu sloganı doğru bulmayanları hedef aldı.
“Bazı eski vekiller ve yöneticilerin ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ söyleminin partide tartışmadan söylediğinize yönelik eleştirileri vardı” sorusuna cevap verirken, “Parti içinde Erdoğan sevdalısı bir damar her zaman vardı. Bunlar gizli Erdoğancılardı aslında. Bizden çok Erdoğan’ı sevip sayarak, AKP ile ilişki kurarak, AKP’ye neredeyse yalakalık yaparak sorunun çözüleceğine inanıyordu bu tipler. Zaten bunların eski milletvekili olmasının da nedeni odur. ... (Bu) Yalnızca Erdoğan sevicilerin kaygı duyduğu bir gelişmedir. Onun dışında kimsede bir kaygı yaratmamıştır” dedi.
Demirtaş’ın bu sözleri eskileri ve halen partide olan ‘kaygılıları’ kapsıyor.
Yani, sadece 1 Kasım’da aday yapılmayan Hakkari Milletvekili Adil Zozani’yi değil;
‘Seni başkan yaptırmayacağız’ sloganının doğru olmadığını yerli ve yabancı medyaya açıkça söyleyen HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, MYK üyesi ve Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’ı...
Ve açıkça söylemeseler de parti içinde bu düşüncede olan herkesi...
30 Mart 2014 seçimlerinde milletvekilliğinden ayrılarak Ağrı Belediye Başkanı seçilen Sırrı Sakık ve ‘iki dönem kuralı’ nedeniyle 7 Haziran’da aday gösterilmeyen Hasip Kaplan’ın “Demirtaş kimi kastettiyse isim versin” tepkisi haklı.
Leyla Zana, Celal Doğan, Dengir Firat, Ayhan Bilgen ne diyecek izleyeceğiz...
***
Demirtaş’ın ‘AKP ile farklar’ ortaya koydukları ise meselenin ‘daha derin’ bir ayrılığa dayandığına işaret ediyor.
HDP’nin ‘Türk solu’ bileşenlerine işaretle “partide ne kadar Kürt kaldı” tartışması basit bir tartışma değildi. Sol-seküler (laik) bir parti olarak HDP’nin ‘Kürt siyasi tarihi’ ile bağlarını koparıp koparmama tartışmasıydı da aslında. Çünkü o tarih hiç de ‘sol-sekuler’ bir tarih degil.
Doğrudan söyleyelim; HDP yönetimi, yani nereden yönetiliyorsa, ‘Barzani geleneğinden kurtulma’ aşamasına gelmiş görünüyor. ‘Gizli Erdoğancılar’ ifadesi onları şimdi etkisizleştirmek için kullanılacak bir baskı aracı. Belki ‘vaat edilen’ günler geldiğinde tamamen koparmak üzere...
Zira Noel Baba kılığıyla çikolata dağıtılan yerlerle olan anlaşma sadece ‘sekülerlik’ üzerine degil, anti-Barzani ve anti-Erdoğan temeli üzerine kurulu.
Bu ilişkiler HDP’yi PYD’leşmeye doğru küçültür.