Galatasaray, cumaları maç kazanamama geleneğini bozmadı. Maçın ilk yarısında 5 net pozisyonu var Sarı-Kırmızılılar’ın. Üçü direkten döndü. İkisini de Burak kaçırdı. İlk yarı boyunca bir kere geldi Antalyaspor ve Tita’nın ayağından müthiş bir gol buldu. Gol sonrası Galatasaray rakibinin üzerine gidecek sananlar doğrusu yanıldı. Sarı-Kırmızılılar vasatın üstüne bir türlü çıkamadı.
Engin, Emre, Amrabat gerçekten de Galatasaray’ın futbolcuları değil. Ama 6+0+4 gündemde olduğu sürece, Engin ve Emre’yi takımda tutmak zorundasınız.
Maçın ikinci yarısına Galatasaray 3 forvetle başladı. Umut’un da katılımıyla, Sarı-Kırmızılılılar iyice yüklendi Antalyaspor’a. Ama Samet Aybaba’nın taktiği olsa gerek, en ufak temasta Antalyalı futbolcular yere yatıyor, bir türlü kalkmak bilmiyordu. Bu da Galatasaray’ın her oyunun hızını kesiyor hem temposunu bozuyordu.
Bruma’nın oyuna girmesiyle Galatasaray çok süratlendi. Bruma gerçekten çok önemli bir futbolcu. Genç yaşında Antalyaspor’un sağ kanadını vızır vızır geçti ve her seferinde de tehlike yarattı. Harika bir şutunu da kaleci Hakan 90’dan çıkardı.
Sonunda Galatasaray beraberliği Drobga’nın ayağından yakaladı. Ama Antalya, vakit geçirmek için her türlü yola başvuruyordu. Hatta bir ara taç atmak için hiçbir futbolcu topun yanına gitmeyince, Drogba topu alıp “Bari ben taç atayım” dedi.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Galatasaray gibi çok önemli oyuncuları olan bir takım, part-time çalıştırılamaz. Fatih Hoca’nın haftada 7 gün Florya’da olması şart. Salı günü bu takım Real Madrid ile oynayacak. Hafta sonu da Beşiktaş’la. Eğer bu maçlardan olumsuz sonuç çıkarsa, herhalde yönetim Fatih Hoca ile konuşma gereğini duyacaktır.
Galatasaray dün kazansaydı bile, başkanın hocaya “Bu macera ne zaman bitecek ve bizimle ne zaman sözleşmeni imzalayacaksın?” diye açık açık sorması gerekiyor. Yoksa gerek Şampiyonlar Ligi’nde gerekse ligde istenen yerde olmazsa Galatasaray, yönetim de camia da taraftar da bunun faturasını Fatih Hoca’ya keser.