2023, Cumhuriyet'in ilanının 100. yılı ve Türkiye'nin yakın geleceğine koyduğu hedeflerin tarihi... Bu hedefleri konuşurken hemen aklıma 2013 geliyor. Beş yıl öncesi yani. Türkiye için düğmeye basıldığı ve o andan itibaren başına gelmeyenin kalmadığı meşum yıl. Gezi Parkı kalkışmasıyla başlayan ve 15 Temmuz darbe girişimiyle öldürücü vuruşa kalkışan bir konsorsiyum, bu beş yıl içinde Türkiye'yi açıktan hedef aldı. Sadece hükümeti devirmek değil bu vesileyle Türkiye'nin önünü kesmek istedi. O günkü verilere dönüp baktığımızda şu beş yılı yaşamasaydık acaba bugün ne kadar daha yol almıştık demeden edemiyor insan. Ama hayır, bu beş yılda Türkiye ekonomik anlamda güç kaybetmiş, çok ciddi bir türbülansın içinden geçmiş dahi olsa FETÖ belasının açığa çıkması ve devlet ve toplumun bu hain yapıdan arındırılması için her şeye değerdi.
Beş yılın muhasebesi
Kaybettiğimiz şeylerin kazandıklarımız yanında lafı bile edilmez. Verilmiş sadakamız varmış ki 15 Temmuz gecesi bu millet lideriyle tek vücut olup bu hainlerin kanlı saldırılarını göğüsleyebildi.
Ordusu içindeki bir grup darbeye kalkışmış, genişçe bir kesimi de destek vermiş olmasına rağmen daha o ilk etaptaki tasfiye sayesinde bile Fırat Kalkanı Operasyonu'nu yapabildik. Durumun vahametini anlamak için bir tek bu örnek bile yeterli.
"İstemezükçüler" kime hizmet ediyor?
Gezi kalkışması tertipçilerinin listesi vardı bir de; "iptal edilsinler, yapılmasınlar, olmasınlar" listesi...
3. köprüye karşıydılar. Hani şöyle bir itiraz değil; "O güzergahtan değil de şuradan geçse daha az ağaç kesilir, mesafe daha kısalır, bağlantı yolları açısından daha uygun olur" gibi işin olurunu düşünen ve alternatif sunan bir itirazdan bahsetmiyoruz. "Olmasın, oldurmayın, istemiyoruz..." Üç beş çapulcu deyip ciddiye almayacaksın ama öyle de değiller. Arkalarının ne kadar karanlık olduğu, "istemezükçülerin" kimlere hizmet ettiği ilerleyen zamanda zaten anlaşıldı.
Önceki gün açılışı yapılan İstanbul Havalimanı da Gezicilerin "yapılmasınlar" listesindeydi. 3 yıl gibi kısa bir zamanda, en yüksek teknolojik donanımla ve dünyanın en büyüğü olarak yapıldı. Yıl sonuna kadar hizmete açılacak.
Gezicilerin listesindekilerden bir tek Kanal İstanbul kaldı. O da er geç yapılır. Yeter ki ülkemize lafla, kalpaklı Atatürk flamaları taşıyarak değil yatırım yaparak, eser bırakarak değer katabileceğimizi bilelim.
Pro-PKK, pro-FETÖ, neo-Atatürkçü
Ne yazık ki memlekette böyle bir güruh var; PKK ve FETÖ ile mücadeleye ilaç niyetine katkı sunmayan, AK Parti'ye zarar verecekler, Erdoğan'ı indirecekler diye terör örgütleriyle iş birliğinden dahi geri durmayan ve bu sırada Atatürk'ü kamuflaj olarak kullanmaktan da çekinmeyen bir "pro-PKK, pro-FETÖ, neo-Atatürkçü" kesim...
Siyasetteki temsilcileri olarak Kemal Kılıçdaroğlu'nu görüyorlar. 2009'dan bu yana CHP'nin tuttuğu yol tam da bu...
Yoksa, Cumhuriyet'in 95. yıl dönümüne denk getirilen açılışına 30 ülkenin Cumhurbaşkanı düzeyinde, onlarcasının bakan düzeyinde katıldığı İstanbul Havalimanı için sevineceğine, takdir cümleleri kuracağına, trollere malzeme olacak seviyelere düşürür müydü kendini?
Bu zevatın bir kısmı Atatürk'ü, ihanetlerine kalkan yapmış durumda. Atatürkçülük yaparak her kötülüğü örtebileceklerini sanıyorlar. Bir kısmı da zaten nesli tükenmek üzere olan bir tür olarak sağda solda salyalar akıtarak İslam'a, dindarlara hakaret ediyor.
Ne diyelim, Allah fırsat vermesin!