Allah bin kere razı olsun Gezi Parkı eylemcilerinden.
Allah celle celalühü Gezi Parkı eylemcilerini başımızdan eksik etmesin.
Yüceler yücesi rabbim Gezi Parkı eylemcilerinin dünya ve ahirette tuttuklarını altın etsin.
İsmet Berkan öyle münasip görmüşler ve ‘Demokratikleşme Paketini Gezi eylemcilerine de borçluyuz, unutmayın’ buyurmuşlar.
Diyor ki, iktidar daha düne kadar, ‘yok öyle demokrasi paketi falan diye bir düşüncemiz’ derken ansızın ortaya bir demokratikleşme paketi çıkmasında Gezi eylemcilerinin rolü ve önemi büyüktür.
Diyor ki, Gezi parkında eylemciler daha fazla demokrasi diyerek öyle seslerini yükselttiler ki, bu AK Parti’nin batıda ki reformcu imajını bozunca onlarda batı nezdinde ki bozulan imajlarını düzeltmek için yeni bir demokrasi paketiyle halkın karşısına çıkmaya mecbur kaldılar.
Velhasıl ‘Demokratikleşme Paketi’ için asıl teşekkür etmemiz gereken yerin Gezi eylemcileri olduğunu da İsmet Berkan sayesinde öğrenmiş olduk!
Diyebilirim ki...
Açıklandığı günden bu yana, en mızıkçısından en öfkelisine kadar ‘demokratikleşme paketi’ne gösterilen ‘halk memnun kaldı vatandaş üzüldü’ tadındaki tepkileri izliyorum hatta ‘AK Parti ne yaparsa yapsın iyi şeyler yapıyor intibası uyandırmıyor’ canım diyenini de gördüm ama ben böylesini görmedim ve duymadım.
Tamam, Başbakan Erdoğan’ın paketi açıklarken kullandığı itinalı dil, baştan sona titizlikle hazırlanmış konuşma metni deyim yerindeyse ‘bağzı demokratlarımızın’ belini bükerek büyük bir çaresizliğin içine mahkûm etti.
Tamam, yıllardır inşa etmeye çalıştıkları ‘Erdoğan diktatördür’ imajı 30 Eylül’le birlikte bir kez daha ellerinde patladı.
Tamam, ‘demokratikleşme paketi’nin hem ülke içinde hem de ülke dışında yarattığı iyimserlik havası karşısında yaşanan travmatik durum da ortada.
Zırvalıyorlar, çaresizlik içerisinde kıvranıyorlar, çırpınıyorlar...
Ama... Ama.. Kimsecikler kusura bakmasın İsmet Berkan gibi spin attıranını görmedim.
Vallahi bravo!
Aslında ben de ‘demokratikleşme paketine’ ilişkin olarak ‘kuşkusuz benim için’ artistik girişiyle başlayıp dikkat çekmek istediğim bir hususu yazacaktım.
Şunları yazmayı tasarlamıştım.
Biliyorsunuz ben aynı zamanda Ertuğrul Özkök’e göre 28 Şubat post-modern darbe sürecine takık durumdayım.
28 Şubat davasını ilgiyle izleyen birisi olarak pakete itirazlarımı yazacaktım detaylı bir şekilde. Zira dava süresince konuşulanlar, bu devran geçer gene elimize düşeceksiniz imaları, pervasızca tehditler ve davayı yürüten mahkeme heyetinin bu tehditlerden payını almışçasına uysal tavrı benim pakete itirazlarımın da referansı.
Hükümet Türkiye’de demokratikleşme mücadelesini yürütürken hep birkaç ana başlık etrafında yürüttü. Allah var bugüne kadar da önemli adımlar attı.
Ne dersiniz, Gezi eylemcilerine bir kez daha teşekkür edelim mi!!
Sosyal refahın artırılmasından özgürlük alanının genişletilmesine, vesayetçi yapıların tasfiye edilmesinden toplumsal hayata sirayet etmiş antidemokratik uygulamalara bir çok alan da ciddi değişiklikler yapıldı. Bu adımların atıldığı her pakette asker/sivil ilişkileri hep yer aldı. İlk defa bir demokratikleşme paketinde siyasetin alanının genişletilmesine dair bir hüküm yok. Askeri vesayetin ortadan kaldırılmasına dair hükümler yok. Kamuoyunda bu konuda çokça tartışma oldu, beklentiler vardı. Paketin bu açıdan beni biracık hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim. Oysa sivil siyasetin güçlenmesine dair kamuoyunda bu kadar güçlü bir destek varken, asker sivil ilişkileri konusunda atılması gereken o kadar çok adım varken, 28 Şubat davasında asker emeklilerinin tehditleri bir bir sıralanırken paketin içinde mutlaka bu konuda hükümler yer almalıydı. Başbakanın paketler devam edecek açıklaması belki ümitlerimizin canlı tutulmasını sağlayabilir. Ancak pakette bu anlamda hükümlerin olmaması kamuoyunda asker sivil ilişkileri konusunda ‘hükümet atacağı bütün adımları attı, ordu artık darbe yapmaz, ordu artık demokratikleşti algısının oluşmasına neden olur’ ki bu da...
***
Evet, bunları yazacaktım. Ancak İsmet Berkan ‘Cuma’dan itibaren demokratikleşme paketine ilişkin yazmaya başlıyorum’ diyerek duyurup sonra da ‘Demokratikleşme Paketi için Gezi eylemcilerine teşekkür etmeliyiz’ deyince film koptu...