Beşiktaş 1 puan da alsa gruptan çıkmayı garantilediği gibi, Trabzon(Konya’da) ile G.Antep(d) maçlarının arasında hafta içinde oynayacağı Tottenham’dan puan alma zorunluluğunu da duymayacaktı. Tek puan bile yoğun maç trafiğinde yıpranmama avantajını da sağlayacaktı. Bu gerçeğin itişiyle Biliç elindeki en iyi kadro ile çıktı sahaya. En az o 1 puanı almalıydı.
Sürekli yağan yağmurun yumuşattığı saha zemini çok kayıyordu. Beşiktaş o zemine alışana değin çok düştü, top yitirdi. Asteras’a kazanmaktan öte yarar sağlayacak bir sonuç yoktu. Kalabalık ataklarla girişti mücadeleye. İlk 5 dakikada üç fırsat yakaladı! Biri direkten döndü! Beşiktaş oyunu onuncu dakika yakalayabildi. Topa sahip oldu, hücum organizasyonlarına başladı. Gökhan’ın harika pası, Ba’nın görkemli volesi alkışlanacak bir gol getirdi. O vuruşun sahibi Ba, 22’de golün daha kolayını kötü vuruşla kaçırdı! Demek ki futbolda güzellikleri sabitlemek olanağı yoktu. Beşiktaş kalitesinin farkı ile oyunun egemeni oldu, ama yapabileceklerini yapmaktan geri durunca rakibinin dengeyi kurmasına da yol verdi. Gökhan’ı çoğu zaman şaşırarak izliyorum. Çok iyi düşünüyor, çok iyi uyguluyor... Onda bu zenginlikler var, var ama her zaman kullanmayıp, yok yere verimsizliğe düşüyor. Topu gereksiz bekleterek kontrole giriyor ve başına topladığı kalabalıktan çıkamıyor! O hızlandığı ve topu çabuk kullandığında takımın hücum gücü ikiye katlıyor. Çabuk top kullansa çoğu hafta onun için övgüler düzülür... Ve savunmada adam paylaşma, top kadar adam kollama eksikliği sorunu da sürmekte Beşiktaş’ın. Hücumda top gevelemek, savunmada adam paylaşamamak, skor avantajını yakaladığında işi bitirmiş gibi savsaklamak Beşiktaş’ın dünkü güzelliklerini örten hatalarıydı. Ve yeni bir sorun diyebileceğimiz, gerginlik... Atiba bile çift sarıdan kırmızı görüyorsa bu konunun da önemle ele alınması gerekiyor.