Başkanlık seçim kampanyaları esnasındaki açık oturumlarda bunları duymayı beklemeyin: ABD, Obama Yönetimi’nin gönderdiği ve Vali Mitt Romney’nin desteklediği muharip birlikleri çekmek için 2014’ü süre sınırı olarak belirlediğinde, Afganistan’ı büyüyen bir iç savaşa hapsettiğini biliyor. Salı günü The New York Times’ın bildirdiğine göre ABD ordusu, siyasi bir uzlaşmada avantajlı koşullar belirleyebilmek üzere Taliban’a yeterince sıkıntı vermek için 30 bin kişilik bir muharip birliği daha yollamak biçimindeki ‘akın’ stratejisinin başarısızlığa uğradığını kabul etmek zorunda kaldı. Taliban çarpışmaya devam ederken ve taviz verme havasında değilken, son muharip birlikleri geçen ay ülkeyi terk ettiler. Şimdi ABD ve müttefikleri çatışmadan çıkar çıkmaz, kendi siyasi çözümlerini bulmak Afgan mücahitlere kalacak.
Washington yıllardır yerel Taliban isyanını sona erdirme umudunun olmadığını biliyor ve taviz vereceği bir siyasi çözümü kabul etmek zorunda kalacaktı. Fakat böyle bir tavizin koşullarını belirleyebilmek için Taliban’a yeterince zarar verebilmeyi umdu ve isyan birliklerini, uzun süre önce bir “kukla rejim” olduğu için reddettiği Karzai hükümetini kabul etmeye zorladı. Fakat bunu başaramadı ve ABD birliklerinin 2014’te ülkeyi terk edeceği ortaya çıkınca, Taliban’ın ABD’nin şartlarını kabul etmeye pek de niyeti kalmadı.
***
Şimdi ABD sadece, eğitip silahlandırdığı Afgan güvenlik güçlerinin Taliban’a dayanacak kadar güçlü olduğunu ve onları uzlaşmaya zorlayabileceğini umuyor. Bu bile fazlasıyla iyimser olabilir. Afgan güvenlik güçleri ya da en azından çekirdeğindeki etnik Tacikler, Paştunlar’ın ağırlıkta olduğu Taliban ile çarpışacak siyasi iradeyi ve istila edilmekten kaçınmak için gereken koşulları bulabilirler. Fakat görünen o ki, şu anda NATO Güçleri’nin kontrol ettiğinden çok daha az Afgan arazisini kontrol edecekler.
Ve öfkeli bir Taliban isyanı, artık NATO muharebe birliklerinin ayrılmasının önünde bir engel olarak kabul edilmiyorsa, 2014’te orada kalmanın gerekçesi şüpheli hale geliyor. İttifak, 2014’ten sonra da eğiticiler ve özel kuvvetlerden oluşan bir bakiye kuvveti bırakmayı planlıyor. Fakat NATO süregelen “içten” saldırılardan dolayı yıldı: Yalnız bu yıl içinde 50’nin üstünde ittifak askerinin, bizzat akıl hocalığı yaptıkları Afgan kuvvetleri tarafından öldürüldüğüne şahit oldular.
Kötümserler hem Afgan siyasi sisteminin hem de güvenlik güçlerinin ABD gittikten sonra ayakta kalamayacağından endişe duyuyorlar. Karzai rejimi hala yolsuz ve 2014’te ikinci dönemi sona erdiğinde, kardeşi Abdul Kayum’un başkanlık için adaylığını koymasını planlıyor. Kimse seçimlerin temiz geçeceğini beklemiyor. NATO çekilmeyi planlarken, Karzai çatışmada desteklerine ihtiyaç duyduğu savaş beylerine güç kazandırmaya daha istekli, Batı’nın şikayetlerine kulak asmak konusunda ise daha isteksiz olacak.
Hem Irak hem de Afganistan’da vakit geçirmiş olan İngiliz muhafazakar milletvekili Rory Stewart kısa süre önce kötü bir senaryo ortaya koydu. Stewart şöyle yazdı: “Eğer ABD, İngiltere ve müttefikleri Afganistan’dan çekilirlerse, karmaşa olur ve bir iç savaş çıkabilir. Ekonomi duraklayacaktır ve Afgan hükümeti muhtemelen halkın bağlılık ile desteğini alamayacaktır. Taliban güney ve doğudaki konumunu büyük ölçüde güçlendirebilir ve diğer bölgelere saldırabilir. Büyük miktarda dövize sahip, aşırı silahlı, yolsuzluk ve çeteciliğin en derin damarlarına bağlı olan güçlü adamlar, kaslarını esnetecekler. Tüm bu sebeplerden dolayı, çekilmek haklı olarak Afganlar’a ve hayatını kaybeden askerlere ihanet gibi gelecek.”
Fakat on yıl süren savaş ispatladı ki Batılı ordular, Afganistan’daki yerel bir ayaklanmayı ortadan kaldırmak konusunda, 1980’lerde Sovyetler’in olduklarından daha becerikli değiller. Fakat Afgan güvenlik güçlerini desteklemek ve Taliban ile siyasi bir uzlaşmaya varmak için baskı yapmak biçimindeki geri çekilme seçenekleri bile şüpheli görünüyor.
Kısaca ABD ve müttefikleri Afganistan’da bir karmaşa bırakacaklar. Bunun sonuçlarını ise mali yardımla hafifletmeye çalışacaklar ve muhtemelen Taliban’ın düşmanlarını sindirmek için ağır silah kullanmasını engellemek üzere hava desteği yapacaklar.
Geri kalan, kendi içlerinde çözmeleri için Afganlar’a bırakılacak. Kumandanları ve bölgedeki destekçileri, her iki tarafın kapasitesini fark edene ve yeni savaş alanı dengesi, yeni siyasi düzenlemeler için şartları belirleyene dek, konuşma silahlarla sürdürülecek. Ve burası muhtemelen, ABD’nin arkada bırakmak istediği Afganistan’a pek benzemeyecek.
- Bu yazı STAR Gazetesi için kaleme alınmıştır.