Hürriyet’teki dalkavuğu seriye bağlamış bir şekilde, “şöyle adam, böyle adam” diye aklayıp paklamaya devam ediyor ama Türk siyasetinin gördüğü en tabansız isimlerden biridir.
Muharrem İnce’den söz ediyorum.
Şimdi de, Zeytin Dalı harekâtının komutanına sardırmış durumda... “Apoletlerini sökeceğim” diyor.
Sen bu delikanlılığı 15 Temmuz’un apoletlilerine karşı sergileyecektin yiğit...
Darbelerle ödeşilmiş, risk ortadan kalkmış, neredeyse “anti militarist” olmayana kız vermiyorlar, sen kalkmış apolet sökmekten söz ediyorsun.
Madem bu kadar delikanlısın, Afrin kahramanlarıyla değil, kurumsal olarak bütün darbeleri desteklemiş, bütün “muhtıralara” omuz vermiş partinle ödeş önce...
Ödeş ki, dalkavuğunun da tutacak bir yeri olsun!
Devam edelim...
Gerekçesiz yiğit Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Pensilvanya’ya gidip Fetullah Gülen’le görüştüğü yalanından çok hoşlandı.
Sürekli bunu tekrarlıyor.
Kaç kez ispata davet edildi, “ispatlamazsan şöylesin, böylesin” denildi...
Hakkında dava bile açıldı.
Gerekçesiz yiğit durmadı, durmuyor.
Önce “bir arkadaş” dedi...
Erdoğan’ın bir arkadaşından duymuş... O arkadaşı zor durumda bırakmamak için, görüşmenin detayını ve o arkadaşın ismini 24 Haziran’dan sonra açıklayacakmış.
Neden şimdi açıklamıyorsun?
Neden bunu oy fırsatına dönüştürmüyorsun?
Şimdi açıkladığında zor durumda kalacak o “arkadaş”, 24 Haziran’dan sonra da aynı akıbetle karşılaşmayacak mı?
Muhayyel arkadaşı tutturamayınca, bu kez, hangi ara yazıldığını bilemediğimiz bir kitaptaki (hayal gücü geniş bir yazarın kitabındaki) dedikodu malzemelerine sarıldı.
Muharrem İnce’nin “ısrarı” bize şunu söylüyor:
Fetullah Gülen kötü bir adamdır; onunla görüşmek siyasetçilere prestij getirmez.
Bu cümleden olarak, FETÖ de, siyasetçilerimizin uzak durması gereken bir örgütlenmedir...
İyi de, genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu FETÖ tapeleri üzerinde slalom yaparken Muharrem İnce’nin aklı neredeydi?
Niçin çıkıp bunun rezil ve berbat bir şey olduğunu, aynı zamanda genel başkanının “ahlak suçu” işlediğini söylemedi?
Karşı gazetesi nedir?
Eren Erdem kimdir?
Fatih Gürsul kimin danışmanıdır?
FETÖ tapesiyle siyaset yapmak, nasıl bir ahlakın ürünüdür?
Pensilvanya’dan sufle almadan cümle kuramıyorlar, bir de kalkmış “olmamış” görüşmeler üzerinden rakip sıkıştırmaya çalışıyorlar.
Muharrem İnce tutarlı ve namuslu bir siyasetçiyse, önce genel başkanına, “20 Temmuz darbesi ve kontrollü darbe lafını senin ağzına kim verdi?” diye sorsun.
Portakal
Portakal diye biri... “Takıntı” derecesinde AK Parti ve Erdoğan düşmanı olan bir adam...
Mizansen haber yaptıracak kadar kendini düşüren bu adam sürekli teşhir edilmelidir.
Onun cezası da bu olsun.
Utanmayacaktır ama gelecek kuşaklarda bir dönem Türkiye’de nasıl gazetecilik yapıldığına dair bir kanaat oluştursun.
Bu kadarcık “ceza-i yaptırım” (!) çok görülmeyecektir herhalde.
İkincisi, “Portakal” gibi düşük adamlara alan açan özel televizyon kanalı...
Bu kanalın yayınları teşrih masasına yatırılsın.
Sürekli “kaos” ve “iç kargaşa” kovalayan (kaosu ve iç kargaşayı siyaset yordamı haline getiren), dolayısıyla giderek bir milli güvenlik sorununa dönüşen bu kanalın lisansı gözden geçirilsin.
Siz Amerika’da, Amerika’nın içişlerine bu kadar müdahil ve bir güvenlik sorunu oluşturacak kadar sinir uçlarında gezinen, sürekli kaosa ve kargaşaya oynayan bir televizyon yayınını hayata geçirebilir misiniz?
Buna izin verilir mi sanıyorsunuz?
Siz niçin, Gezi ve 17/25 Aralık’tan başlayarak, ülkenin altını oymaya çalışan girişimlerin tümünde “aktör” olarak pozisyon almış bu “yabancı” kanala izin veriyorsunuz?