Hollywood’un kadın yıldızlarından Susan Sarandon, yeni filmi Cloud Atlas-Bulut Atlası’nın çekimlerinde yaşananları STAR pazar okuyucularıyla paylaştı. İşte Sarandon’un yeni tipi ve sineması...
DAVID Mitchell’ın hayranları, onun bir başyapıt olan romanı Cloud Atlas’ı (Bulut Atlası) bilenler, bu romanın filmini yapmanın ne kadar korkutucu ve riskli bir iş olduğunu tahmin edebilir. Hatta işin başında Wachowskiler gibi ufku geniş yönetmenler, tanınmış ve ünlü oyunculardan oluşan bir oyuncu listesi olması bile bu korkuyu azaltmaz.
Susan Sarandon yakında gösterime girecek olan bağımsız filmi Jeff, Who Lives At Home’un basın tanıtımı sırasında Cloud Atlas hakkında konuştu: “Filmde kısa rollerim var ama değişik cinsiyetlerde, yaşlarda ve görüntülerde. Diğerleri için de bu geçerli. Herkes darmadağınık bir biçimde her şekle girer durumdaydı, biraz tedirgindim. Wachowskiler beni orada görmek ve senaryoyu okumamı istediğinde altüst oldum. Okudum ve kendi kendime şöyle dedim: Bu inanılmaz bir şey, mutlaka bunun bir parçası olmalıyım!”
HERKES BİR SAHNEDEN DİĞERİNE ATLADI
Filmin sıradışı çekim sürecini de anlatan Sarandon, Hugh Grant’ın makyaj sahnesini unutamıyor: “Oradaki ortam yaratıcı enerjinin Cirque du Soleil’i gibiydi. Her kafadan bir ses çıkıyor, herkes bir sahneden diğerine atlıyordu. Hugh Grant bile makyaj için 15 dakikadan fazla oturamazken, bu sırada saatlerce koltukta oturmuştu. Makyaja alışkın birisi değil, vücudunu kaplayan çok büyük dövmeler ve başka makyajlar yapılması gerekti ve bu onun için zor oldu.”
SAÇ VE GÖZ RENGİM DEĞİŞTİ
Cloud Atlas’ın okuduğu en iyi kitaplardan biri olduğunu ama açıklanması veya özetlenmesi zor bir kitap olduğunu belirten Sarandon, altı değişik karakter etrafında ve değişik zaman ve atmosferlerde dönen öyküye dikkat çekiyor: “Filmin konusu çok güzel.
Halle Berry, Tom Hanks ve bu işe soyunmuş diğerlerinin gösterdiği cesarete gerçekten hayranım.”
Clout Atlas’ta canlandırdığı karakter için “O bir yerli, koyu tenli,Cornell West gibi giyinmiş ve küçük gözlükleri olan, biraz göbekli” diyor Sarandon ve ekliyor: “Size söylemeliyim ki tahminimden daha tedirgin ediciydi. (Aynada) Kendinizi gördüğünüzde, tanıyamadığınız bir hastalık var gibi hissediyorsunuz. ‘Gerçekten bu ben miyim?’ diye bocalıyorsunuz çünkü koyu renk kontakt lensler ve değişik bir saç şekli... Gerçekten inanılmaz aslında. Dindar bir insandı, ben olduğumu farkedeceğinizi zannetmiyorum.”
UZUN ZAMANDIR BÖYLE CESUR BİR FİLM GÖRMEDİM
FİLMDE küçük bir rolü olduğunu ancak çok etkilendiğini belirten Susan Sarandon, ortaya “çesur bir film” çıktığını söylüyor: “Bu film, uzun zamandır film yapımcılığında gördüğüm en cesur ve sıradışı yaklaşımlardan biri. Küçük bir oyuncu olarak filme dahil olup ne yapmaya çalıştıklarını görmek inanılmazdı. Ve aynı zamanda film yapımcılığı ruhu adına da herkesin yaptığı işten büyük zevk alıp kendilerini bir cinsiyetten diğerine, bir ırktan diğerine ve bir zaman diliminden diğerine atmaları muhteşemdi. Bana büyükler için şiirsel bir film yapmak istediklerini söylediler. Bir çocuk filmindeki gibi vurdulu kırdılı sahneler yerine, büyük fikirler ve büyük sahnelerin olduğu bir film. Yapmam gereken bazı şeyler konusunda endişelerim vardı ve sonra herkes çok cesurca davranıp bir setten diğerine, bir kontakt lensten diğerine ve diğer makyajlara atlayınca ben de onlar gibi yaptım.”