Asbaşkan Acun Ilıcalı'nın basın toplantısını dikkatle izledim. Geçmişte de benzer açıklamaların TV görüntüleri eşliğinde yapıldığına Aziz Yıldırım döneminde de çokça şahit olduk. Vakitsizlikten midir, yoksa telif yememek için midir bilinmez Acun Ilıcalı'nın basın toplantısında görüntü yoktu. Geçmiş basın toplantılarından belki de tek fark buydu. Bu tip toplantılar ilk anda izleyen taraftarlara iyi gelse de ömrü kaybedilen ilk puana kadardır. Hele ki sezon sonu şampiyon değilseniz, istediğiniz kadar basın toplantısı yapın artık her şey boştur.
Acun Ilıcalı basın toplantısında yazılarımı okuduğunu, eleştirel bulduğunu fakat herhangi bir sıkıntı görmediğini söyledi. Kendisine teşekkür ediyorum. Ben de tam da bunu yapıyorum: Gerçekler üzerinden eleştiri. Gazetecinin görevi de bu değil midir?
Dikkat edin.
Acun Ilıcalı yazımın içeriği konusunda olumsuz bir değerlendirme yapıp, yazdıklarımı yalanlamadı. Esasen yalanlayamazdı da. Çünkü yazımda bahsettiklerimin tümü gerçek.
Salı günkü yazımda, dernekler toplantısında, Ali Koç'un; Aziz Yıldırım'ın barışa dönük duruşu ile ilgili samimiyetine inanmadığını, bin bir zorlukla kurulan barış ortamının Ali Koç tarafından yıkılmak üzere olduğunu yazmıştım.
Acun Ilıcalı bu hususu yalanlamadı, açıklama yapma gereği de duymadı. Zaten Ilıcalı, seçim öncesinde yaşadıkları karşılıklı sözlü düellolardan kaynaklanan özel sebeplerle Aziz Yıldırım'a cephe almış durumda. Ali Koç'un yeni durumundan Ilıcalı da memnun diyebiliriz. Neden mutlu olmasın ki Aziz Yıldırım'a karşı olan cepheye Ali Koç da katılmış oldu. Oysa bundan daha aylar önce Ali Koç, Acun Ilıcalı'dan Aziz Yıldırım ile aralarında adliyeye yansıyan husumetin bitmesini istemişti. Ne demişler; dün dündür.
MİNARENİN KILIFI HAZIR
Gelelim Başkan Ali Koç'un Aziz Yıldırım'a karşı almış olduğu bu yeni pozisyonun sebeplerine:
İlk olarak Ali Koç, tribün ve taraftardaki hoşnutsuzluğun Aziz Yıldırım tarafından oluşturulmuş suni bir durum olduğunu düşünüyor. Aziz Yıldırım sezon başında loca istemiş, boş loca olmadığı gerekçesi ile bu isteği geri çevrilmişti. Efsane başkan bunun üzerine kızı Yaz Yıldırım için iki kombine bilet satın aldı ve kızı maçlara gitti.
Aziz Yıldırım ise hiçbir maça gitmedi.
2018'den beri olduğu gibi maçları kimi zaman evinde kimi zaman arkadaşları ile dışarda televizyondan takip etti. Dolayısı ile taraftarla hiçbir ilişkisi ve teması yok. Bu konuyu sorduğumuzda Aziz Bey "delilik, saçmalık" diyor. Tribünler ve camia Ali Bey'in düşüncesinin aksine doğal olarak memnuniyetsiz. 6 sezon 0 kupa, her sene yenilenen takım, yapılan hamlelere rağmen zayıf futbol, Galatasaray derbi yenilgisi, kendisine ve ailesine hakaret eden İbrahim Hacıosmanoğlu ile yakınlaşma, yüzlerce sebepten sadece bir kaçı.
Kısaca camia hoşnut değil. Ayrıca takımın yaşlı olduğunu ve şampiyonluk getirecek enerjiye de sahip olmadığını düşünüyor. "Gitme sana muhtacım" diye bağıran genel kurul üyeleri ile rakiplerin geçtiği dalganın tüm camia ile ilişkilendirilmesi herkese üzüntü veriyor.
Ali Koç'un Aziz Bey'e olan duygu durum bozukluğunun bir başka sebebi ise Mourinho.
Ben sosyal medyada yazılanlara gülüp geçiyordum. Meğerse doğruymuş. Ali Koç, Mourinho konusunda Aziz Bey'in seçim sürecindeki hamlesi sonrasında elinin kolunun bağlandığını her yerde söylüyormuş. Ben de bu konuya geçmiş yazımda değinmiştim.
Duyduğuma göre kulüp kurumsal iletişimi bunu sosyal medya üzerinden pompalıyormuş.
Gerçek bir akıl tutulması.
Mourinho tercihi olmasa Ali Koç büyük ihtimalle seçimi kaybetmiş olacaktı. Aziz Yıldırım, Mourinho'yu seçime iki gün kala açıklasa ve yine Mourinho ile birlikte belirledikleri transferler de kamuoyuna sızdırılsa bu da seçimin seyrine etki edecek ve Aziz Yıldırım başkan seçilecekti.
O günün şartlarında, Ali Koç, güçlendirilmiş İsmail Kartal formülü ile yola devam edeceğini açıklasaydı genel kurula gelmesine bile gerek kalmazdı. Seçimi o anda kaybederdi. O günkü şartları çok çabuk unutmuş Ali Başkan. Bence Ali Koç'un yarattığı Mourinho konusunun altında başka nedenler var. Özellikle Maximen transferi konusunda Mourinho'nun olumsuz tavrı kulağıma geldi. Bazı oyuncuların da Maximen'in bireysel oyunundan rahatsız olduğu bilgisi var. Mourinho'ya Maximen'in oynatılmasının dayatıldığı ve Mourinho'nun da buna tepki gösterdiği anlatılıyor.
Ayrıca kadro tercihleri konusunda Ali Koç'un müdahale teşebbüslerinin de Mourinho üzerinde sıkıntı yarattığını duydum. Yani Mourinho konusunda, kurumsal iletişim tarafından kontrollü bir şekilde, el altından sosyal medyaya yansıtılanlar, işin aslından çok farklı. Mourinho istifa eder ya da gönderilirse uydurulacak kılıf ve gösterilecek sorumlular bu şekilde önceden hazırlanıyor anlayacağınız.
SÖZLERİMİN ARKASINDAYIM
Ali Koç'a son yazımda haddim olmadan bir tavsiyede bulunmuştum. "İktidarını sürdürme mücadelesi yerine sportif başarı için mücadeleye odaklanın. Başarısızlıklarınız sizi götürecek" diye. Bu söylemimi tekrarlıyorum. Asbaşkan Acun Ilıcalı, basın toplantısında diyor ki, "Yeni futbol ikliminde hata, yanlış yapan, başarısız olanlar gidecek." Gidecek olanları da somuta dayandırıyor Acun Ilıcalı. Gidecek olanları somuta dayandırdığından da bu konu tartışmaya kapalı diyor. Hata, yanlış yapan ya da başarısız olanlar gidecekler. Aslında Acun Ilıcalı istemeden Ali Koç'a da mesaj vermiş olmuyor mu? Hata, yanlış yapan, başarısız olan TFF Başkanı, hakemler "gitsin, gidecek" diyorsanız siz de başarısız olduğunuzda gideceğinizi bilmelisiniz.
Saran yine yeniden ortaya çıktı. Bu sefer, şampiyonluk gelmezse adayım diyormuş Saran.
Kaç yıl içinde şampiyonluk gelmezse diye sormak geliyor içimden ama Saran'ı ciddiye alamıyorum. Ali Koç, "Bırakırsam, bırakacağım kişi Aziz Yıldırım veya onun desteklediği bir kişi olmaz" diyormuş. Demek ki Ali Koç'un Saran sevdası sürüyor. Ali Koç'un sevdası, güveni sürüyor olabilir de camiada Saran artık ciddiye alınmıyor.
Bu konuda son söyleyeceklerim Ali Koç ya da başka birinin Fenerbahçe'ye başkan belirleyemeyeceği. Fenerbahçe kimsenin tapulu malı olmadığı gibi kimseye de dedesinden miras kalmadı.
Tarihte hiç kimse böyle bir hadsizlik içinde olmadı, hatta aklının ucundan bile geçirmedi. Fenerbahçe başkanını Fenerbahçe genel kurul üyeleri camianın sesine kulak vererek seçer.
Hiç kimse Fenerbahçe'ye veliaht başkan atayamaz.