Bazen hatırlamak ve hatırlatmak gerekir değerlerimizi ve değerlilerimizi… Bu haftaki yazımda gençlere, hayata yeni adımlar atan meslek kariyerini rotasını nasıl belirleyeceğine karar veremeyen ya da umutsuzluğa, yılgınlığa, karamsarlığa düşen ‘başarılı olamayacağım’ endişesi yaşayan, arkanda biri yoksa hiç bir şey olmaz diyenlere inat, ‘olur hem de bal gibi olur en iyisi’ olur diyerek hayallerin gerçeğe dönüştüğü geçmişten bugüne gerçek bir başarı öyküsünü ve kahramanını sizlerle paylaşacağım. Yolculuğumuz başlıyor…
Tahta bavulunu sımsıkı kavradı, terleyen avuçlarında çıkacağı yolculuğun sırrı saklıydı. Düşüncelere daldı… Arabaların yolları kovaladığı gibi art arda sıralandı hüzünleri, umutları, geride bıraktıkları; annesi, babası…
Küçük bir çocuğun; umudunu, yüreğini, geçmişini, geleceğini koyduğu tahta bir bavuldan başka hiçbir şeyi yoktu. Otobüs karanlıklara karıştı dağlar, denizler, virajlarla kıvrılan yollar, bir damla yaş dokundu oturduğu koltuktaki otobüsün camına… Gözünü açtığında Alanya’daydı artık ve gelecek güzel günlerin sevinci, haklı gururu, onurlu yaşam mücadelesinin, alın terinin, inancın serüveni başlıyordu.
Özünü, sözünü, geldiği yolları, yaşadıklarını hiç ama hiç unutmadı o tahta bavullu minik çocuk…
Allah’ın insanoğluna sunduğu en ufak ayrıntıları değerlendirdi. Hep şükretti, hamdolsun dedi. Tılsımı çok çalışmak, dürüst olmak, verdiği sözleri tutmak ve inanmak oldu. İnsanın başaramayacağı hiç bir şeyin olmadığına inanarak saygınlığın değerini yüreğinde taşıdı. Sevgili, saygılı, dürüst ve ilkeli bir şekilde ailesi, çalışanları ve topluma değer katan paha biçilmez bir başarı öyküsünü bizlerle paylaştı. Yapmak için yola koyuldu, bulduğu her şeye artı değer katmasını bildi. İnsana, doğaya, emeğe, işine, ülkesine, dünyaya inandığı her şeye… Sebat ve sabır gösterdi, zorlu hayat sınavında ‘ben yok biz varız’ın zaferini paylaştı. Emekle, alın teriyle büyük bir özveri ve gayretle bulunduğu yere gelenin kalıcı olacağını gösterdi. Biz yolumuzdayız biz başardık biz başaracağız…
Aslında sadece turizm sektöründe çalışanlar için değil ülkemizin farklı kesimlerinden birçok genç insan için rol model oldu. Hem yurtiçi hem yurtdışında başardıklarıyla saygı uyandıran, gittiği her yerde alkışları hak eden her şeyden de önemlisi gönülleri kazanmasını bilen mütevazı kişiliğiyle gönüllere taht kuran bir isim oldu.
Öylesine güzel bir enerjisi var ki 7 den 70’e onu tanıyan tanımayan herkesin başarılarının devam etmesi için dua ettiği bir insan. Söz uçar yazı kalır iki cihanda diyerek moral ve motivasyon timsali, ne oldum değil ne olacağız diyerek kim olduğunu, nereden geldiğini, özünü, nerede olduğunu, nereye gideceğini ve daha yapacak çok şeyi olduğunu bilen güzel insan…
Geri gelmeyen zamanın değerini bilerek ileriye baktı ve ayakları yere sağlam basan tutarlı adımlarla ilerlemesini bildi.
İşte o isimden gençlere altın tavsiyeler;
Tenekeyi pırlanta yapar: Topluma harcadığımız her zaman size katlanarak geri döner. Kendinize harcadığınız her zamanda ise bencillik vardır. Biz dediğimiz şeyde ise çoğalma vardır, üretkenlik vardır, tenekeyi pırlanta yapar.
Yaptığınız iş tarlaya ektiğiniz tohumdur, bundan utanmayın: Özellikle insanlar yaptıkları her şeyin iyisi ile kötüsüyle kendilerine ait olduğunu örnek verirsek bir işi yaparken yaptığımız işin çeşidi ne olursa olsun kendimiz için yaptığımızı unutmamamız gerekiyor. Yaptığımız iş tarlaya ektiğimiz bir tohumdur bir başkası tarafından yadırgandığını düşünebilirsiniz ancak onun geleceğinizle ilgili bir temel teşkil ettiğini unutmamalısınız. Eğer bir şey yapıyorsanız mutlaka hedefiniz olmalı ve yaptığınız işin en iyisini yapmalısınız.
Severek yapılan iş ile sevilmeden yapılan iş arasındaki fark:Herkes bir iş yapar ama herkes severek yapmaz. Severek yaptığınız her işte % 51’i elinizdedir, geriye kalan % 49’u kendiliğinden gelir.
Önce para dememek gerekiyor: Özellikle zamanı çok iyi kullanmak gerekiyor. Yaptığınız işin adı ne olursa olsun yaptığınız işi en iyi yapıyorsanız para sizin peşinizden koşar. Parayı kazanmak için sabırlı olmak gerekiyor, sabırla birlikte akıl ve cesaretinizle hareket etmelisiniz. Yalnız başına sabır bir şey değildir. Yol alabilmek için cesaretli olmanız doğru yapabilmeniz içinse aklınızı kullanmanız gerekiyor. Sabır, akıl, cesareti doğru yerde doğru zamanda kullandığınız zaman ulaşamayacağınız hiçbir hedef yoktur.
Hiçbir şey bedel ödemeden olmaz: İnsan hayatının içerisinde yenilikler, yeniliklerin içerisinde fırsatlar vardır. Fırsatları iyi değerlendirmek gerekiyor. Hiçbir şey bedel ödenmeden kazanılmaz, kazanılsa da kalıcı olmaz.
Günümüzde kolay zengin olmak hevesi: Özellikle günümüz şartlarında gençlerde kısa vadede zengin olma hevesi mevcuttur. İnsanlar bedel ödemeden zengin oluyorlar ise bu zenginlik kısa sürelidir çünkü bedel ödememiştir, nereden geldiğini bilmiyordur. Nerden geldiğini bilmediği zenginliği de kaybetmesi çok kolaydır. Oysaki bedel ödediği bir şey kaybetmek çok zordur çünkü çok zorluklarla elde ettiği bir şeyi kolay kolay kaybetme riskini alamaz.
Çıraklığını yapmadığın bir işin ustalığında başarısız olursun: Turizm öğrencileri özellikle üniversiteden sonra hemen genel müdür olacaklarını düşünürler, oysaki çıraklığını yapmadığın bir işin ustalığında başarısız olursunuz. Yani bulaşık yıkamayan bir insanın yönetici koltuğunda oturduğunuzda bir bulaşıkçının işletmeye vereceği zararın farkında olmaz. Dolayısı ile altınızdaki çalışanları verimli halde çalıştırmanız için onların dilinen anlamanız gerekir. Eğer onların yaptığı iş hakkında bilgi sahibi değilseniz sizden daha iyi bilen sizi yönetmeye kalkar. Farkında olmadan işletmeye zarar verirsiniz.
Dün ile bugün arasında neler değişti: İsterse dünya sizin olsun sofraya oturduğunuzda tüketeceğiniz bir gramaj vardır. Onun üzerine çıkamazsınız, kaldı ki, belirli bir yaştan sonra tüketeceğiniz bir ürünün gramajı da çeşidi de azalır. Yasaklar başlar şunu yemem bunu yeme diye... Siz belirli bir noktadan sonra iyi bir bekçi olmak mecburiyetindesiniz. Elinizdeki doneleri, varlığınızı kimsenin hakkını kimseye yedirmeden dağıtmakla yükümlüsünüz. Sektörümüzde yüksek sezon dediğimiz aylarda para trafiği çok yoğundur. O para sizin değildir. O paranın bekçisisiniz. Tedarikçiye, çalışana onu düzenli olarak ulaştırmak olmazsa olmazlarınız olmalıdır. Eğer siz o para trafiğine kapılırsanız yağmura karşı dayanıklı olmazsınız, seller alır götürür
Bu yazının kahramanı Aska Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Aslan, mucizeyi gerçeğe dönüştürdü. Kendi gerçeği mucizesi oldu, o şimdi en özel ödüllerin sahibi. Hayatının ödülüyse mücadelesi oldu. Sabrı ve dürüstlüğü feneri, ışığıysa azmi ve inancı oldu. O ışıkla aydınlanan bir okulu, kurduğu otellerde çalışan ekibi ve onu saygıyla ayakta alkışlayan dostları… Aslında onun hikayesinden hepimize kalan bir şeyler var.